Soner Tumgan
Çalışan Gazeteciler Günü Yalanı
Geçtiğimiz hafta çalışan gazeteciler günüydü.
Bu vesile ile sektörün bel kemiği olan arkadaşlara çeşitli etkinlikler ki bu yemek organizasyonu olarak gerçekleştirildi, günleri kutlanmış oldu.
Kimse kızmasın ama bazı gerçekleri yazmam lazım.
Patronların baş köşeye oturduğu bir masa da “çalışan gazeteciler günü” kutlanmaz.
Zira çalışan gazetecilerin varsa sorunları maddi manevi bu vesile olacaksa bazı şeylerin konuşulmasına neredeyse imkansız bir hale gelmiş.
Peki çalışan gazetecilerin sorunları var mı?
Elbette var.
Çalışma şartları emek maaş oranından çok uzak.
Emek yoğun iş olan gazetecilik için standart bir mesai söz konusu olamıyor.
Haftanın 6 günü bazen 7 günü hava şartları ne olursa olsun dışarda haber peşinde koşmak, öğle yemeğinde tavuk döner yemek, akşama kadar haberleri yazmak, üstüne gazeteyi dizmek, internet sitesini güncellemek, sosyal medyaya haber yüklemek, gazetenin diğer işleriyle ilgilenmek, gelen misafirlere çay vermek daha neler neler….
Asgari ücretin altından bile maaş alan gazetecilerin olduğu iddia ediliyor.
Umarım gerçek değildir.
Patronlar açısında olaya bakmak lazım.
Artan maliyetler, sigorta primleri, abonelik sorunları, reklam gelirlerinin neredeyse sıfıra inmesi, basın ilan kurumunun baskısı, gelirlerinden pay alması, resmi ilan alan gazetelerin birçok ilanın gazetelerin yayınlamasından neredeyse kaçırılarak maddi zararların ortaya çıkması, patronlarında işlerinin o kadar kolay olmadığını anlamak gerekiyor.
Üstelik yeni yasayla 4 olan asgari kadro gerekliliği önce 6’ya sonra dijital ilanlardan faydalanmak için 8’e çıkartıldı. Böl çarp topla bu adamlar sadece gazetecilik yaparak ayakta kalmaları neredeyse imkansız. İki taraflı bir mağduriyet var. Patronların mağduriyeti çözülse çalışanlarında sorunları bir nebze olsun çözülecek gibi.
Her neyse…
Çalışan gazeteciler günü yalanını iki yemekle çözemezsiniz…
Samimiyet onların bu gününde sorunlarına çözüm üretmek adına olmalı.
Çalışan gazeteciler yeni yasayla birlikte sayıları artacak.
Örgütlenmek için ne bekliyorlar anlamış değilim.
Sayısal sıkıntılar onlara uygun zemini sağlamış gözüküyor.
Bununla birlikte kutsal bir görev yapan gazeteciler bir kamu hizmeti yaptıklarının farkına varmaları gerekiyor.
Kutsal bir görev yapan gazetecilerin mesleklerinin saygınlığına zarar verecek işlerden de uzaklaşmalı…
Etik değerler , etik kuraların altı bir kez daha çizilmeli hatırlanmalı…
Kızmasınlar bana ama bir gazeteci işini yapıyor diye asla hediye kabul etmez.
Verilen hediyeyi kibarca geri çevirir. Öğle fotoğraf çektirip bunu da gazeteye taşımaz.
Siz mesleğinize gerekli saygıyı gösterirseniz emin olun başkalarının da sizlere daha saygıyla bakmalarını sağlarsınız.
Ayrı ayrı hepinizi çok seviyor ve büyük saygı duyuyorum.
Lütfen sizde mesleğinizi sevin ve saygı duyun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.