Yozgat'a bunu tüketenler aman dikkat! Sinsi tehlikeye karşı önemli açıklamalarda bulundu
Yozgat İl Sağlık Müdürü Dr. Fatih Şahin, 20-26 Mayıs Dünya Tuza Dikkat Haftası kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Şahin, aşırı sodyum alımının kalp hastalığı, felç ve erken ölüm riskini artırdığını belirterek, toplum sağlığı için tuz tüketiminin kontrol altına alınmasının önemine dikkat çekti.
Dr. Şahin, “Doğal bir mineral olan sodyum, fazla tüketildiğinde kalp hastalığı, felç ve erken ölüm riskini artırır. Toplumların ana sodyum kaynağı sofra tuzu (sodyum klorür) olsa da, sodyum glutamat gibi diğer çeşnilerde de bulunur. Her yıl yaklaşık 1,89 milyon diyetle ilgili ölüm, yüksek kan basıncı ve kardiyovasküler hastalıklarla ilişkilidir. Küresel ortalama sodyum alımının 4310 mg/gün (günde 10,78 gram tuz) olduğu tahmin edilmekte olup bu miktar fizyolojik gereksinimin çok üzerindedir” dedi.
Yüksek sodyum alımının tehlikelerine vurgu yapan Dr. Şahin, “Tuz tüketimini azaltmak için fazla tuz içeren ürünler tüketilmemeli veya azaltılmalıdır. Soya sosu, ketçap, barbekü sosu, hardal, makarna sosları gibi hazır soslar; cips, patlamış mısır gibi atıştırmalıklar; tuzlanmış kuru yemişler; turşu ve salamura besinler; balık konserveleri ve tuzlanmış et ürünleri bu kapsamda yer alır. Ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan monosodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat ve sodyum askorbat gibi sodyumlu bileşiklerin tüketimine de dikkat edilmelidir” şeklinde konuştu.
Tuz tüketimini azaltmanın yolları hakkında önerilerde bulunan Dr. Şahin, “Salamura ürünlerin tuz içeriğini azaltmak için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler yapılmalıdır. Sofradan tuzluklar kaldırılmalı, yemeklere tadına bakmadan tuz eklenmemelidir. Yemekler hazırlanırken eklenen tuz miktarı azaltılmalıdır. Lezzeti artırmak için tuz yerine soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke ve biber kullanılabilir. Maden suları ve mineralli içeceklerin etiketi mutlaka okunmalı ve sodyum içeriğine bakılmalıdır. Ayrıca, iyotlu tuz tercih etmek, iyot eksikliği ile mücadele için önemlidir. İyot eksikliği, guatr hastalığına, gebelerde düşük ve ölü doğum riskinin artmasına, bebek ve çocuklarda büyüme geriliği ve zeka geriliğine yol açabilir” dedi.
DSÖ'nün sodyum azaltımı için belirlediği ‘En İyi Satın Alımlar’ stratejilerinin benimsenmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Şahin, “Yiyecekleri daha az tuz içerecek şekilde yeniden formüle etmek ve yiyeceklerdeki sodyum miktarı için hedefler belirlemek önemlidir. Kamu kurumlarında tuz açısından zengin gıdaların sınırlandırılmasına yönelik politikalar oluşturulmalıdır. Tüketicilerin sodyum içeriği daha düşük ürünleri seçmesine yardımcı olmak için paketin ön tarafı etiketleme yapılmalıdır. Tuz tüketimini azaltmak için davranış değişikliği iletişimi ve kitle iletişim kampanyaları düzenlenmelidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye'de 2011 yılından beri yürütülen Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı kapsamında yapılan çalışmalara da değinen Dr. Şahin, “Bu programla salça ve ekmek gibi temel besin maddelerinde tuz azaltılmıştır. Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat İş Birliği Platformu ile paketli gıdalarda ve toplu beslenme yapılan işletmelerde tuzun azaltılması teşvik edilmektedir. Sodyum alımını azaltmak, sağlığı iyileştirmenin ve bulaşıcı olmayan hastalıkların yükünü azaltmanın en uygun maliyetli yollarından biridir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.