Yozgat'ta 4 yıldır aralıksız yapıyor! Kentin önde gelenleri böyle gençlere sahip çıksın

Yozgat'ta 4 yıldır aralıksız yapıyor! Kentin önde gelenleri böyle gençlere sahip çıksın
Yozgat’ın Topçu köyünde sürdürülebilir tarımın öncülerinden Behçet Karabulut, ata tohumlarına sahip çıkarak hem yerel hem de ulusal düzeyde etki gösteriyor.

Yozgat’ın Topçu köyünde sürdürülebilir tarımın öncülerinden Behçet Karabulut, ata tohumlarına sahip çıkarak hem yerel hem de ulusal düzeyde etki gösteriyor. Son dört yıldır geleneksel tarım yöntemlerini kullanarak sağlıklı üretim yapan Karabulut, hibrit ve GDO’lu tohumlara karşı geliştirdiği stratejilerle dikkat çekiyor.

yozgat-ata-tohumuna-sahip-cikiyor-5.jpg

7 dönümlük arazisinin 5 dönümünde çilek, 2 dönümünde ise ata tohumu ile çeşitli sebzeler yetiştiren Karabulut, tamamen doğal yöntemlerle domates, fasulye, mısır, patlıcan, kavun, kabak, biber ve salatalık gibi ürünlerin üretimini yapıyor. Karabulut, bu doğal ürünleri Türkiye genelindeki çiftçilere ve bahçe sahiplerine ulaştırıyor. Ayrıca, sosyal medya platformları üzerinden sağlıklı beslenme ve geleneksel tarımın önemi hakkında bilgiler paylaşıyor.

GELENEKSEL TARIMIN GÜCÜ: ATA TOHUMLARI

Behçet Karabulut, ata tohumlarının, bulundukları coğrafyaya uyum sağlamış ve doğal savunma mekanizmalarına sahip olduğunu belirtiyor. Hibrit ve GDO’lu tohumların dışa bağımlılığı artırdığına ve sürdürülebilir tarımı tehdit ettiğine dikkat çekiyor. Ata tohumlarının önemini vurgulayan Karabulut, “Bu tohumlar, doğal yollarla çoğaltılarak kalite aşamalarından geçiriliyor. Hem doğaya hem de sağlığa dost bir üretim süreci sağlıyoruz,” ifadelerini kullanıyor.

yozgat-ata-tohumuna-sahip-cikiyor-3.jpg

Karabulut, kimyasal tarım uygulamalarının sağlık üzerindeki olumsuz etkilerine de dikkat çekiyor. Özellikle fosfor bazlı gübrelerin içeriğinde bulunan arsenik ve kadmiyum gibi ağır metallerin, bitkilerde birikerek insan sağlığını tehdit ettiğini belirtiyor. “Bu ağır metaller bitkilerin köklerinde birikerek insan vücuduna girebilir ve kronik hastalıklara neden olabilir,” diyen Karabulut, doğal tarım yöntemlerine geçmenin gerekliliğini savunuyor.

"CİDDİ GIDA KRİZİNE DÖNÜŞEBİLİR"

Tarım arazilerinin %40’ının çölleşme riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Karabulut, bu durumun ileride ciddi bir gıda krizine yol açabileceğini belirtiyor. “Gelecek Toprakta” isimli girişimiyle halkı bu konuda bilgilendirdiklerini aktaran Karabulut, toprağın verimliliğini artırmak için mikroorganizmalarla uyum içinde çalıştıklarını ifade ediyor.

yozgat-ata-tohumuna-sahip-cikiyor-6.jpg

Son bir yıldır agrohomeopati üzerine de çalışmalar yürüten Karabulut, bitkileri doğal maddelerle koruyan bu yöntemin düşük maliyetli ve çevre dostu çözümler sunduğunu vurguluyor. Türkiye genelinde 250 kişilik bir ekip oluşturan Karabulut, bu yöntemin yaygınlaşması için çalışmalarını sürdürüyor. Agrohomeopati, bitkilerin çeşitli hastalıklara karşı tıbbi bitkiler ve mineraller kullanılarak korunmasını sağlıyor.

yozgat-ata-tohumuna-sahip-cikiyor-4.jpg

GELECEK TOPRAKTA: SAĞLIKLI NESİLLER İÇİN DOĞAL TARIM

Behçet Karabulut’un yürüttüğü projeler, sadece yerel tarımı canlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda ulusal düzeyde de örnek bir model oluşturuyor. Kimyasal tarım uygulamalarına karşı geliştirdiği sürdürülebilir çözümler, sağlıklı ve doğal tarımın yaygınlaşmasını amaçlıyor. Karabulut, “Doğa ile uyumlu yaşamak gerekiyor. Toprak ekosistemin bir parçasıdır ve bu zincire zarar vermemek, geleceğimiz için önemlidir,” diyerek gelecek nesiller için sağlıklı bir tarım anlayışının önemini vurguluyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.