YOBÜ’de 15 Temmuz Şehitlerini unutulmadı

YOBÜ’de 15 Temmuz Şehitlerini unutulmadı

“15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Haftası” etkinlikleri kapsamında Bozok Üniversitesi Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi fuaye alanında “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Fotoğraf Sergisi” açılışı yapıldı.

A+A-

“15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Haftası” etkinlikleri kapsamında Bozok Üniversitesi Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi fuaye alanında “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Fotoğraf Sergisi” açılışı yapıldı.

Fotoğraf sergisinin açılışına Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Karadağ, Yozgat İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Sefa Yılmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Akın, Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Prof. Dr. Yücel Güney, Genel Sekreter Prof. Dr. Uğur Kölemen, fakülte dekanları, daire başkanları ve öğretim üyeleri katıldı.

Sergide, 15 Temmuz hain darbe gecesi şehadet mertebesine ulaşan Yozgatlı şehitlerle birlikte, İstanbul, Ankara ve Yozgat’ta 15 Temmuz gecesi yaşananlar ve ardından tutulan demokrasi nöbetlerinden kesitler yer aldı.

Fotoğraf sergisi sonrası “Türk Tarihinde ve 15 Temmuz’da Liderlik” konulu konferansa geçildi. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Üniversitemiz İletişim Fakültesi ve Medya Araştırmaları ve Uygulama Merkezi tarafından hazırlanan 15 Temmuz belgesel gösterimi ile devam etti.

Programda konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadağ, hain darbe gecesinde Yozgat’lı 15 şehidimizin hikâyesi ne ise 251 şehidimizin de hikâyesi aynı olduğunu; hain kalkışma gecesi Cumhurbaşkanımızın mesajı ile birlikte hiç sağına soluna bakınmadan, arkada kimleri bıraktığını hiç düşünmeden sokağa koşan milletimizin duygularının farklı olmadığını belirtti.

bu1-1-673x448.jpg

15 Temmuz’un iki veçhesinin olduğunu birinci veçhesinin ihanet, ikincisi veçhesinin ise kahramanlık içerdiğini belirten Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadağ konuşmasını şöyle sürdürdü : “İhanet veçhesi kabul edilebilir bir durum değildi. İhanetti, hainlikti. Milletin emaneti olan topla, tüfekle, tanklarla milletin iradesine silah sıkmanın kahpece adı idi. Ama akabinde Cumhurbaşkanımızın “milletimizi meydanlara davet ediyordum” sözleri ile her bir fert bir kahramanlık abidesi ve destanı yazarcasına sokağa dökülmüşlerdi. Çanakkale’deki ruh canlanmıştı. Tarihin bütün süreçlerinde her ne yaşanmışsa bu millette o ruhu bir kez daha tecelli etmiş ve bu ruhla elde hiç bir şey yokken ne top ne tüfek sadece gönül ve yürek ile varlığını ortaya koyarak milletin emaneti olan tankın, topun, silahın bağrına kendisini siper ederek hain kalkışmaya hiç aldırış etmeden ölüme koşmuştu. Neticede o hain darbe planı emeline ulaşmadı. Bu kalkışma dünyada eşi benzeri görülmemiş hain bir kalkışmaydı. Bu topraklarda farklı amaçlarda bir çöreklenmenin adı idi. Milletin hiç taviz vermediği kutsallardan yararlanarak, milletin evlatlarını çalarak, millete ihanet kusan hain topluluk emellerine çok şükür ulaşamadı. Bizim bunu ihanet boyutuyla da kahramanlık boyutuyla da geleceğe aktarmamız lazım. Eğer güvenle, azimle ve kararlılıkla geleceği inşa edeceksek geçmişin hafızasını taze tutmak ve geleceğe aktarmak durumundayız. Özellikle bu milletin yarınları olan gençlerimize bu şuuru kesiklikle aşılamamız lazım ki tarih tekerrür etmesin. Ben bu vesile vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü için canlarını feda eden 15 Temmuz şehitlerimiz başta olmak üzere ve tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık sıhhat diliyorum.”