Yamalı Yarınlar
Bu aylar yaz ayları diye aklımda kalmıştı.
En son ne zaman Haziran ayında yaz mevsimini yaşadık hatırlamıyorum.
Zaten Yozgat ve yaz mevsimi aynı cümlede kullanılan bir şey değil.
Hava soğuk ve bol yağmurlu…
Her yağmur yağdığında korkar oldum.
Rahmet değil zahmet oluyor şehirlere…
Aşarı yağış şehir yaşamında birçok şeyi olumsuz etkiliyor.
Su baskınları haberlerini görüyoruz.
Dükkânı su içinde kalan esnaflar…
Sokaklara da mahsur kalan araçlar…
Allah beterinden korusun daha geçen yıl taşan ırmaklar çaylardan bir sürü kötü haber almıştık.
Ankara da bunlardan etkilenmiş gözüküyor.
Mansur başkan belediye başkanı olduğundan olsa gerek sanırsınız Ankara’yı sel almış bunun müsebbibi de Mansur Başkanın kendisi olmuş.
Oysa bu alt yapılar, üst yapılar kendisinin eseri değil, ha olay kriz yönetimi ise işte orda kim neyi eleştiriyorsa hakkı vardır.
Bu yüzyılda hala alt yapı konuşuluyorsa bu şehrin bir ayıbıdır.
Yozgat’ta şimdi alt yapı çalışmalarına başladı, başlayacak…
Alt yapısı olamayan bir Yozgat’ta neden yıllarca yaşamışız ki…
Niye kimse bunu bugüne kadar dert etmemiş ki…
Bana kalırsa bu alt yapı çalışmaları fuzuli bir çalışma…
Daha önce doğalgaz da bunu yaşadık…
Yıllarca perişan olduk…
Sonra elektrik falan…
Hiç bitmeyen bir alt yapı hareketi ve her yıl yeni bir alt yapı düşüncesi…
Bu iş bir defada yapılıp bitmez mi diye insan sormuyor değil?
Eski ve sorunları hiç bitmeyen Yozgat kent merkezinde yeniden bir alt yapı çalışması yerine “yeni Yozgat” için bir çalışma yapılsa sanki daha iyi gibi…
Olmuyor işte...
Yamalı don gibiyiz.
Her yıl bir sökük…
Her yıl yeni bir yama…
Bu yama da tutmaz…
Yeni bir yerleşim yeri lazım…
Ama olmaz…
Yamaya devam…
Yamalı yollar…
Yamalı sokaklar…
Yamalı ufuklar…
Yamalı yarınlar…