Ahmet Emin Seyhan

Ahmet Emin Seyhan

TOKİ’nin Yaptığı Camiler ve Karşılaşılan Problemler

A+A-

Geçen hafta Isparta’da Eğirdir yolu üzerinde yapımı iki yıl önce tamamlanan TOKİ’nin konutlarını ziyarete gittiğimde öğle namazını kılmak için TOKİ’nin inşa ettirdiği camiye uğradım. Camiye girdiğimde “caminin mimarının” kimseye danışmadan kendi kafasına göre bir proje çizdiğini ve bunun da alelacele onaylandığını düşündüm.

Gerçekten de bu projeye onay verenlerin “Selçuklu mimari tarzını benimseyeceğiz” derken yanıldıklarını ve çok büyük yanlışlıklar yaptıklarını müşahede ettim.

Şöyle ki, Osmanlı mimari tarzı “Selçuklu mimari tarzının” eksikliklerini tamamlayan, onu daha da geliştiren ve nihayetinde Selimiye Camii gibi şahane eserlerin ortaya çıkmasına ortam hazırlayan bir tarzdır. Bu tarzı terk edip geriye dönmek olacak şey değildir. Osmanlı mimari tarzının daha da geliştirerek devam ettirmek yerine Selçuklu tarzına ric’at edilmesi yanlış olmuştur. Bu nedenle TOKİ’nin yaptığı ve yaptırmakta olduğu bu tür cami projelerini yeniden gözden geçirmesi ve ivedilikle değiştirmesi zaruridir.

Mesela Osmanlı mimari tarzında kubbe büyütülerek sütunlar duvar içine alınmış ve cami cemaatinin birbirlerini rahatlıkla görebilecekleri bir saf düzeni oluşturulmuştur. Yine cami içinde safların bölünmemesi için gerekli düzenlemeler yapılmış ve cami içindeki direk sayısı en aza indirilmiştir. Bu gerçeğin farkında olmayan TOKİ’nin mimarları ise cami içinde dört dev sütuna yer vermiş, bu direkler cami cemaatinin saf düzenini darmadağın etmiştir. Aynı şekilde yuvarlak kubbe terkedilmiş, dörtgen bir çatı tercih edilmiştir ki bunda da zerre kadar estetik yoktur.

TOKİ’nin yaptırdığı bu camide kadınlar bölümü o kadar yükseğe tasarlanmış ve yapılmıştır ki kadınlar haklı olarak buraya merdivenle çıkmaktan üşenmiş ve camiye gelmez olmuşlardır.

Bu camilerde minber, mihrap ve kürsünün uyumu ise berbattır. Cami adeta baştan savma, gelişigüzel yapılmış bir bina izlenimi vermektedir.

Vaaz kürsüsü yapılırken hiçbir ölçüye riayet edilmemiştir. Çünkü bu kürsünün bir ustaya ya da vaize danışılmadan yapıldığı her halinden bellidir. Bu kadar uyduruk bir vaaz kürsüsü yapmak için gerçekten çok büyük emek sarf edilmiş olmalıdır.

Öte yandan caminin minaresi ise estetikten yoksun, hantal, itici, sevimsiz ve camiyle kesinlikle uyum içinde değildir.

Kısaca TOKİ’nin yaptırdığı bu caminin projesi çok ilkel olup her türlü estetikten ve mimarî güzellikten yoksundur. Kesinlikle kullanışlı değildir. Harcanan paraya ve emeğe yazık olmuştur.

Cami içerisinde cemaatle yaptığım sohbette ifade ettiklerine göre cami yapılalı 2 yıl olmasına rağmen yağmur yağdığında çatıdan sular akmaktadır. Ayrıca görevli imam 60.000 TL masrafla camiyi yeniden onardıklarını ifade etmiştir. Yapımı üzerinden daha 2 yıl geçmeyen bir camiye tekrar 60 bin TL masrafla bakım ve onarım yapmak hem içler acısı hem de utanılacak bir durumdur.

Kanaatimizce şu an TOKİ’nin yapmakta olduğu bu ve buna benzer camiler her türlü maddî ve manevî ihtiyacı karşılamaktan son derece uzaktır. Halkın beğeni ve takdirini kazanacak, ülkemize ve dünyaya örnek olacak camiler yapmak kaçınılmaz bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Bu hususta herkes üzerine düşen vazifeyi yapmalıdır. Eğer bu millet her şeyin en iyisine layıksa bu lafta kalmamalı ve icraata da mutlaka yansımalıdır.

Sonuç olarak, TOKİ’nin yetkililerini uyarmak ve tarihe not düşmek için bu yazı kaleme alınmıştır. TOKİ derhal böyle cami projelerine son vermelidir. Estetik, kullanışlı ve üzerinde uzun uzun düşünülerek hazırlanmış muhteşem camiler inşa etmek için “cami proje yarışması” düzenlemelidir. Teknolojinin geliştiği bu çağda Selimiye Camii’ni de geçecek güzellikte camiler inşa edemeyen bir milletin ecdadıyla övünmeye asla hakları yoktur. (12.10.2011)

Önceki ve Sonraki Yazılar