Sosyal ID Üretelim
Dezenformasyonla Mücadele Yasası'nın çıkmasıyla yeni bir dezenformasyon yayılmaya başladı. Yalanı kendilerine hayat felsefesi haline getirenler Dezenformasyonla Mücadele Yasası'ndan rahatsız oluyor ve bu yasayı bir sansür yasası olarak gösteriyorlar.
Sansür ile ilgili tarihten hatırlamamız gerekenler var. Eski Başbakan Adnan Menderes'in idam sonrası fotoğrafı bugünlerde sosyal medyada dolaşabiliyor ise bizim unutmamamız gereken bir mesaj içerdiği içindir. Bu infazı yapanlar; "sonunuz bu olur" derken, biz bundan "satılmışların son katli" mesajını çıkartalım.
1946-50 yılları arasında Demokrat Parti'nin (DP) meclise girmesiyle basın alanında hızlı gelişmeler yaşanmaya başladı. Gazeteler, dergiler hızla çıkıyordu. CHP iktidarını aşırı eleştiren basın, iktidarın tepkisini çekmeye ve sansürüne maruz kalmıştı.
Bu durum halk arasında da tepkilere neden oldu ve 1950 seçiminde DP iktidara geldi. DP, basınla arasını iyi tuttu ve hatta CHP döneminde getirilen gazete ve dergi yayınlamak için alınması gereken ruhsatı kaldırdı.
Bugünün Fondaş Medyası yıl 1954'ü gösterdiğinde ortaya çıkmaya başlamış, hükümet hakkında, halk hakkında uygunsuz, dezenformasyonel haberler üretmeye başlamıştı. Bu durumdan rahatsız olan DP hükümeti "devleti eleştirene para cezası" yasasını çıkarttı.
Bundan 6 ay sonra da Yeni Ulus Gazetesi yazarı 70 yaşındaki Hüseyin Cahit Yalçın'a Başbakanı eleştirmesi gerekçesiyle 26 ay hapis cezası verilmesi basının iyice taraf almasına neden olurken ülkeye el koymak isteyenlerin avuçlarını kaşındırmaya başladı.
Basının psikolojik ortamı hazırlaması ile DP'nin son yıllarda izlediği baskıcı siyaset, ekonomik sorunlar, siyasi faaliyet ve kararlar ile bazı toplumsal olaylar bahane gösterilerek 27 Mayıs 1960 günü askeri darbe yapıldı.
Bu darbenin tarafları tarihe DP hükümeti ve CHP'li bazı milletvekillerinin de dahil olduğu Milli Birlik Komitesi olarak geçti. Bu kara gün sonunda Başbakan Adnan Menderes ile Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edildi.
İdamdan sonra çekilen bu fotoğrafta; basının, küreselcilerin, devlet dışı güçlerin, kapitalistlerin; "sonunuz böyle olur" mesajı bulunmaktadır. Bizim ise; "boyun eğmedik, can verdik" mesajımız..
Bugün de adalet çizgisinden taşmadan, boynumuzu eğmeden yaşayalım..
Geçtiğimiz günlerde yasalaşan Dezenformasyonla Mücadele Yasası'na sansür denilmesi hiç de tesadüf değil. Küreselci çeteler yine tarihi tekerrür ettirmeye çalışıyorlar. Ama benim tavsiyem özellikle sosyal medyanın daha kontrollü hale getirilmesi yönündedir.
Sosyal ID Üretelim
Sosyal ağlara yerli VPN sistemi üzerinden üye olma özelliği getirerek E-Devlet üzerinden üretilecek tıpkı pandemi sürecinde kullanılan HES kodunda olduğu gibi kişiye özel bir kodla sosyal ağlara üyelik açılmalıdır. Bu sayede hem sosyal ağlardaki bot, trol, sahte, kimliksiz hesapların önüne geçilecek hem de bu ağlar kontrollü olacak.
Buradaki kontrolden kasıt birilerini fişlemek değil bilâkis kişileri bot, trol, sahte hesaplardan korumaktır. Çünkü ihlalleri bireyler değil, troller yapıyor. Birey bir hakaret, ifşa vb. davranışta bulunursa cezasını çekmesi gerektiğini biliyor fakat kötü niyetliler ürettikleri binlerce bot hesapla tek bir yazılım üzeriden ülkeye kaos yayabiliyorlar. Dezenformasyonla toplumun zihnini bulandırıyor, psikolojik saldırı düzenliyorlar. Sosyal ID ile hesap açılan ağlar birincisi daha ciddi, daha kullanışlı, daha verimli alanlar haline gelir. Sosyal medya ismindeki medya kavramına tam anlamıyla kavuşur ve her kullanıcı aynı zamanda kendi hayatının gazetecisi olur. Bunun dışında birçok hukuki işlemin yapılmasına da olanak sağlar. Örneğin; resmi ilanlar, tebligatlar, duyurular bu ağlardan yapılabilir. Şeffaflık ve realite hâkim olur. Sosyal medyanın kuruluş amacına da hizmet eder.
Günümüzde özellikle Twitter sosyal medya ağının kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu botlardan oluşuyor. Bugün Twitter'daki bot hesapları kapatsak, Twitter'ın hiçbir değeri kalmayacak ki zaten bunu Elon Musk'ın Twitter'i satın almaktan vazgeçmesiyle de görmüş olduk. Hal böyleyken bu ağa itibar göstermek, sosyal medya şirketlerini yasal sorumluluklardan uzak tutmak veya onların yasal sorumluluklardan kaçabilmesine imkân sağlamak doğru değil.
Sosyal medya konusundaki diğer bir konu da kişilik haklarının ihlalidir. Açıkça ifade edeyim; bir kişi yaşadığı cinselliğin video kaydını trol hesapla sosyal ağda yayıp partnerini tehdit ediyor, rezil ediyor, itibar suikastı yapabiliyor. Devletin de yasal düzenleme ile bunlara izin vermemesi, cezalandırmak yerine rasyonel çözümler üretmesi gerekiyor. Bir suçun sonunda ceza vermek değil, suçu olmadan engelemek gerekiyor. Benim fikrim Sosyal ID üretmek ve bu ID ile üye olunmasını sağlamak, belki başka fikirler daha güzeldir. Bence fikir üretelim, dezenformasyon değil...