Millet olarak savaşın kötü bir şey olduğunu bilerek savaştan uzak, müzakere ve barışa yakın olduk. Tabi ki savaşmak gerektiği yerde de herkesten iyi biz savaştık. Savaş nedir, nasıl yapılır, savaşta nasıl hayatta kalınır, nasıl ölünür herkesten iyi biliyoruz.

Savaşlarda her zaman iktidarların, silah ve ilaç patronlarının değil, mazlum halkın, çocukların, kadınların ve yaşlıların yanında yer aldık.

Bu hafta sonu İdlib’e gittim. Türkiye Diyanet Vakfı’nın yetim ve mülteci kamplarını ziyaret ettim, çadır kentlere insani yarım dağıtımına katıldım. İdlib’in sokaklarında gezdim ve gördüğüm Türk’ün gücüydü. Diyorum ya biz savaşta da, barışta da çok iyiyiz.

Gelelim bu Rusya’ya, Putin Ukrayna’yı işgal hareketine “Sivilleri Kurtarma Operasyonu” adını verdi ve amacının şuan ki Zelenski iktidarını devirip kendisine yakın olacak, bağlı olacak bir iktidarın başa geçmesi. Bunu neden istiyor dersek, hala SSCB’nin var olduğunu düşünüyor. O toprakların kendisine ait olduğu inancına sahip hatta sadece Ukrayna değil, Gürcistan ve Azerbaycan için de bunu düşünüyor. Eğer Rusya, Ukrayna’da ezkaza başarılı olursa sonraki hedefi Gürcistan olacak, izleyip görelim…

Ezkaza dedim çünkü gördüğümüz o ki dev Rus ordusu Ukrayna’da boğulmak üzere… Savaşın altıncı gününe geldik ve Rusya beklediğinin üzerinde kayıplar verdi. Savaşın kısa, günübirlik süreceğini düşünen Rus ordusu, araçlarına takviye yakıt bile almamıştı ki işgal ettiği yerlerde tanklarını, ağır savaş makinalarını bırakıp kaçmak zorunda kaldılar.

Bunun yanında Ukrayna’nın Türkiye’den satın aldığı Bayraktar TB2 SİHA’larının başarısını kendi gözleriyle de görmüş oldu. Karton, plastik parçası diye alay edilen küçük Türk Kartalları bunların tepesine çöktüler.

Rusya’nın Dezenformasyon Çalışması

He bir de dezenformasyon çalışması var. Dün attığım bir tweette buna değinmiştim. Rusya, Ukrayna’yı tüm koşullarını kabul etmiş şekilde müzakere masasına oturtabilmek için dezenformasyon çalışması da yapıyor. Malum, Türkiye dijital enformasyon konusunda dünya üzerinde çok etkili, daha önce İsrail’in Gazze saldırısına gösterdiği sosyal medya tepkisi İsraillileri geri adım atmak zorunda bırakmıştı. Azerbaycan’ın Karabağ’ı geri almasındaki psikolojik etkinin sahibi yine Türk halkı. Bunu bilen Putin, Rus İstihbaratı KGB’ye enformasyon çalışması yapması için emir verdi. Amaç, Zelenski’yi karalamak, Putin’i güçlü göstermek, Türkiye’yi de fiziksel olarak savaşa dâhil etmekti ki iletişimi iyi bilenler bunu çabuk gördü ve dezenformasyona hızla karşı koydular. Fakat hala görmeyen de çok…

Türkiye, savaş patronlarının değil, her zaman sivil masumların tarafında olmuştur. İki kişi savaşınken Türkler hep üçüncü taraf, güvenilir liman olmuştur. Eğer Türkler bir savaşa giderse Türklerden başka kazanan olmaz. Bu nedenle halkımızın sosyal medyada paylaşım yapan gizli FETÖ elemanlarına da, KGB’nin tuttuğu ajanslara da dikkat etmesi gerekir.