Ahmet Emin Seyhan

Ahmet Emin Seyhan

Mi’râc Kandili

A+A-

İslâm’ı tebliğ için Hz. Peygamber’in verdiği çetin mücadele herkesin malumudur. Peygamberimiz ve ilk mü’minler İslâm’ı yaymak için bütün güçleriyle çalışmış, zulme, işkenceye ve boykota rağmen davalarından asla vazgeçmemişlerdir.


Peygamberimiz Mekke’de 3 yıl süren ekonomik ambargoyu müteakiben önce amcasını, hemen arkasından ise biricik eşi Hz. Hatice’yi kaybetmişti. Tüm bunları fırsat bilen müşrikler inananlara zulüm ve cefayı daha da artırmışlardı. Bütün zorluklara ve sıkıntılara rağmen İslâm’ı tebliğe devam eden Allah Resulü Taif’e gitmişti.

Ancak orada da hakaretlere maruz kalmış, alay edilmiş ve taşlanmıştı; kan revan içinde bir bağa sığınmak zorunda kalmıştı. Ama o, görev yerini asla terk etmemiş, kararlı bir şekilde aktif mücadeleye sabırla devam etmişti. İşte böylesine sıkıntılı geçen bir süreçte, Peygamberimiz Medine’ye hicret etmeden yaklaşık bir buçuk yıl önce İsrâ ve Mirâc hadisesi yaşandı. 


Pek çok ilâhî sırrı bünyesinde barındıran İsrâ ve Mirâc mucizesi Kur’an-ı Kerim’de haber verilmekte, bazı hadis-i şeriflerde ise ayrıntılı olarak anlatılmaktadır. Yüce Allah, İsrâ Suresi’nin ilk ayetlerinde bu mukaddes yolculuğu şöyle haber vermektedir: 


“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz o, hakkıyla işiten ve görendir.”


 “Her zorlukla beraber mutlaka bir kolaylık vardır” ilkesi gereği yaşadığı sıkıntılardan sonra Peygamberimiz Mirâc ile ödüllendirilmiş ve büyük bir teselliye mazhar olmuştur. Mirâc mucizesi tüm inananlara her zorluktan sonra bir kolaylığın, her üzüntüden sonra bir sevincin olduğunu müjdelemiş ve Hz. Peygamber’in şahsında tüm mü’minlere önemli mesajlar vermiştir.


Çünkü bu eşsiz hadise, inanmış bir insana Yüce Allah’a manen yükselme imkânı bahşetmekte, Allah yolunda gayret gösterenlere O’nun yardımının ve desteğinin çok yakın olduğunu bildirmektedir. Zira Mirâc’da farz kılınan beş vakit namaz, Müslümana günde beş kez Rabbinin huzuruna çıkma fırsatı sunmakta ve adeta mü’minin miracı olmaktadır. 


Mirâc kandili mü’minler için af, mağfiret ve ilahî rahmete kavuşma vesilesidir. Bu gece, toplumda birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının yaşandığı, insanların birbirleriyle kaynaştığı, kırgınlıkların ve dargınlıkların sona erdiği bir gecedir. Bu gece, gönüllerin alındığı, fakir ve kimsesizlerin hatırlandığı, sevgi ve hoşgörünün zirveye ulaştığı bir zaman dilimidir.


Öyleyse geliniz, bu geceyi en güzel şekilde ihya edelim. Bu gece, fâni dünyadaki varlığımızı ve yapıp ettiklerimizi bir kez daha gözden geçirelim. Kendimizle, günahlarımızla, yanlışlarımızla ve hatalarımızla yüzleşelim. Canı gönülden yapacağımız istiğfar ve tövbeyle Rabbimize iltica edelim. Sadece O’na yönelelim; sadece O’na inanıp, sadece O’ndan yardım isteyelim.


Bu duygularla idrak edeceğimiz Mirâc Kandilinizi şimdiden tebrik ediyor, aziz milletimize, âlem-i İslam’a ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. (15.08.2008)
 

Önceki ve Sonraki Yazılar