Seçim sirenleri çalalı çok oldu.

Muhalefet partileri vites artırdı.

Ekonomik koşullar ve Türkiye’nin de içinde olduğu durum muhalefetin iktidar olma yolundaki iştahını artıyor.

Anlam veremediği şey ise iktidar olmanın yolunun yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimde 50+1’i almak olacak.

Ama ortada aday maday yok.

Cumhur ittifakı bu yöndeki adayı çok önce açıkladı.

Daha doğrusu adayları belli.

Ortada yarış için muhalefet aday belirlemek zorunda.

Bu ortak aday olabileceği gibi ayrı ayrı adaylarda olabilir.

Rakamlar Cumhur İttifakını geçebilmek için ortak adayı işaret ediyor.

Farklı siyasi kimliklerin sahip partilerin ortak isim noktasında şu ana kadar bir aday belirleyebilmiş değiller.

Zaten belirleyecekleri isim ya da isimlerin Millet İktifanın adayı kesin geçebileceği yönünde değil.

Esasında milletin çoğunluğunun istediği aday belli; Recep Tayyip Erdoğan…

Kanun gereği 50+1’i almak zorunda.

Tüm hesapta bunun üzerine…

Partilerin aldığı oylara bakıldığında onların belirlediği adayların yarışında seçimi Cumhur ittifakı kazanmış gözüküyor.

Amaç kazanacak adayın önüne nasıl geçebiliriz.

Buda güçlerin birleşmesi üzerine kurulu.

Lakin güçlerin birleşmesi herkesin kendi partisinin adayına oy vereceği anlamına gelmiyor.

O yüzden sanki muhalefet hem kendi partilerinden hem de rakiplerinden oy alabilecek bir aday arayışının içindeler…

Yine de bu hesap tutmaz.

Nasıl tutsun ki..

Örneğin bir sosyal demokrat, sosyal demokrat olmayan bir adaya nasıl oy verir…

Bir HDP seçmeni nasıl olurda Cumhur İttifakının adayına benzeyen bir ismi oy verir.

Sırf “gitsinler” diye verilen oy başka benzer bir görüşe nasıl oy verecek…

İşte tüm bunlar aday belirsizliğini ortaya koyuyor.

Adaysız bir yarış nasıl olacak.

Ortak adaysız bir yarışta nasıl kazanılacak.

Tüm bunların ışığında Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanamayan bir muhalefetin kaç vekil çıkaracağının ne önemi olacak…

Nihai hedef Cumhurbaşkanlığı ise partilerin bunca yerel aksiyonun anlamsızlığını nasıl olacak.

Muhafazakar görüşlü partiler sol bir adaya nasıl oy verecek…

Sol görüşlü partiler şayet muhafazakar bir aday açıklanırsa nasıl oy verecek…

Sırf “gitisinler” diyenler seçim günü ellerine o mühürlere yapışır…

Vicdanları ile başbaşa kalırlar…

Son söz, yarış bile adil olmalıdır.

Siyahlar siyahlara…

Beyazlar beyazlara…

Grilere kimse güvenmez…