Mert Hoca’da Doğuşa Erdi Birçokları Gibi
Ölümsüzlüğün sırrı aranır hep.
Yaşadığımız dünyanın cezbedici güzellikleri bu yaşamı bazıları için gerçek kıldığı için çabalarlar ölümsüzlük mümkün müdür diye!
Öldükten sonra dirileceğimiz gerçeği çıkar akıllardan böylelerinin.
Hal böyle olunca fani dünyadan çekip gidenler için yakarırız “öldü” bıraktı gitti bizleri diyerek.
Veyahut ölenin üzerine konduramayız vakitsiz gidişini.
Halbuki ölen ölümsüzlüğün sırrına erişmiştir çoktan.
Bu dünyada ölenler doğar aslında gerçekliğe.
“Doğan büyüyor, büyüyen ölüyor” sözleri sadece faniliği yansıtır.
Gerçeklik şudur ki bu dünya da “ölenler doğar” aslında.
Bizde dün Mert Hocayı uğurladık gerçekliğe.
Hayatının baharında belki de en güzel çağlarında çekip gitti fani dünyadan.
Yaktı, yüreğimizi acıttı, kor ateşi gibi bir yangı bıraktı bizlerde.
Var mı bir çare!
Geriye sarmak mümkün mü zamanı!
Veyahut giden için gerçekliğe kavuşmuşken geri dönüş mümkün mü!
Değil. Çünkü o da bir çokları gibi doğdu artık hiç ölmemek üzere.
Artık bizlere düşen Mert Hocayı; iyilikleriyle, hep gülen yüzüyle ve hayata bıraktığı iyiliklerle anmak olacaktır.
Bizler de doğacağız elbet bir gün gerçekliğe.
O zaman o gerçeklikte karşılayacaklar bizleri gerçekliğin sahipleri bir bir.
Şimdi, sevdiklerimizi uğurladığımız her an vuslat bekleyişi bizler için hiç kuşkusuz.
O halde hep birlikte rahmet dileyelim her bir gidenimize.
Vuslata özlem gibi analım her an uğurladıklarımızı.
Rahmet olsun Mert Hocam.
Sevdiklerine sabır versin Yüce Yaradan.
Mekanın cennet olsun inşallah.
Geleceğiz birde sonsuzluğun sahibine sizler gibi.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.