Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı nasıl yazdı?

İSTİKLAL MARŞI NEREDE YAZILDI?
Eşref Edip anlatıyor: Ankara'ya gelince doğru Tâceddin Dergâhı'na indik. O zaman Ankara'da mesken buhranı olduğu için herkes bir tarafa sığınmıştı. Tâceddin Şeyhi bir hürmet-i mahsusa olmak üzere dergâhı Üstad'a tahsis etmişti. Dergâh deyince dervişler, ayinler hatıra gelmesin… Eşraftan birinin adeta selamlık dairesi. Ufak bir köşk gibi muntazam yapılmış. İçi dışı boyalı... Döşenip dayanmış, güzel ve geniş bir bahçesi var. Türlü türlü meyveler. Önünde bir şadırvan, şarıl şarıl sular akıyor. Üstad Ankara'daki bütün şiirlerin, İstiklal Marşı'nı hep bu dergâhta yazmıştır. Yüzlerce asır Türk milletiyle beraber yaşayacak olan bu marşı ne vaki okusam, Tâceddin Dergâhı'nda Üstad'ın bu şiiri yazarken düşündüğü zamanları hatırlarım: Odanın bir tarafına çekilmiş, elinde ufak bir kâğıt… Tefekküre dalmış…
Ara sıra bir kelime yazıyor… Bazen yazdığını çiziyor… Sonra tekrar yazıyor… Bazen saatlerce düşünüyor… Üstad şiirini yazmak için çok zaman sarf ederdi. O sehl-i mümteni dediğimiz şiirler öyle kolay kolay olmuyordu. Bazen bir beyit üzerinde günlerce uğraştığı olurdu. Şiir tamam olup da tebyiz edildiği zaman çaylar demlenir, hep arkadaşlar toplanır, bilhassa pek sevdiği Hasan Basri Çantay'a haber gönderir. O da elinde uzun çubuğu, sallana sallana gelir, Üstad'ın yanında oturur, Üstad tamam olan şiirini kendisine mahsus ahenkle okurdu, çaylar da tevali ederdi.