Ahmet Emin Seyhan

Ahmet Emin Seyhan

Liberallerin Dolduruşuna Gelen Kaybeder

A+A-

Ülkemizde ve dünyada liberalizmi savunanların çoğunluğunun meselelere tek yönlü baktıkları, konuları bütüncül bir bakışla analiz edemedikleri, çok acele ve yanlış kararlar aldıkları genel bir kanıdır.

Nitekim masa başında ahkâm kesmek ve her şeyi seviyesiz şekilde eleştirmek liberallerin mâhir oldukları alanların en başında gelir.

Oysa daha ileri bir demokrasi, daha geniş özgürlükler ve hukukun üstünlüğünü temin için her zaman büyük düşünmeye, çok yönlü analize, teenniyle hareket etmeye ve sağduyuyu elden bırakmamaya ihtiyaç vardır.

Ekonominin sağlıklı işlemesi ve Türkiye’nin diğer ülkelerle her alanda yarış edebilmesi için ciddi, planlı ve sağlıklı yapılanma şarttır ki bu da zamanla gerçekleşecektir.

Nitekim “sözde liberallerin” yaptığı gibi acele etmek, “ya hep, ya hiç” demek, istedikleri olmayınca ya da gecikince tüm yapılan güzellikleri inkâr etmek nankörce ve alçakça bir davranıştır.

Olan güzel gelişmeleri görmezlikten gelmek, yok saymak, sürekli eleştirmek, hiçbir şeyi beğenmemek ve hakkı teslim etmemek gayr-i ahlakî bir yaklaşımdır.

Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyemeyen bir liberal nasıl omurgasız ise yapılan güzellikleri ve başarıları küçümseyen milliyetçi, muhafazakâr, sosyal demokrat vs. de aynı şekilde ilkesiz ve omurgasızdır.

Dolayısıyla sürekli tv ekranlarını ve gazete köşelerini işgal eden, her konuda fikir yürüten, kendini bulunmaz Hint kumaşı zanneden “liberal aydınlar” artık ilkeli hareket etmek zorundadır.

Var olan yetkilerini keyfi olarak kullanmak, toplumu yanlış yönlendirmek ve demokratikleşmenin (millî iradenin hakimiyetinin) gecikmesine neden olmak bir vebaldir.

Kanaatimizce birilerine şirin görünmek adına, terör örgütlerini savunur duruma düşmek tarafsız bir yaklaşım değil, tam tersine ikiyüzlülük, omurgasızlık, onursuzluk ve ilkesizliktir. Zira teröre her türlü “manevî/moral/psikolojik desteği” vermek en büyük zulüm ve haksızlıktır.

Haklı olan kimselerin yanında değil de gücün yanında yer alan, şantajlara boyun eğen, korkak, ürkek, sinik, pasif ve ilkesiz bir liberal, yaptığı işin hakkını vermeyen bir zavallıdır.

Bazı gerçekleri idrak edemeyebileceği hakikatini kabul etme olgunluğunu gösteremeyen bir liberal “gerçek bir münevver olma” vasfını kaybetmiştir.

Toplumu ve değerlerini tanımayan bir liberalin bu ülkeye sağlayacağı hiçbir katkı yoktur ve onun sözlerine itibar etmek zaman kaybından başkası değildir.

“Aslında biz düzeltiyoruz, bütün bu gelişmeler bizim sayemizde oluyor” diyerek hava atan, ama gelişmelere sürekli engel olan ya da gecikmesine yol açan liberal gerçek münevver değildir.

Özetle sırtında yumurta küfesi olmayan, bir eli yağda bir eli balda ve sorumluluk almadan konuşan liberallerin “dolduruşuna gelen siyasal otorite” çok yanlış kararlar alabilir hem kendilerini hem de ülkeyi felakete sürükleyebilir.

Sonuç olarak, atalarımızın “Bekâra karı boşamak kolaydır” sözü tam da bu liberalleri tarif etmek için söylenmiş olmalıdır. “Laf ile peynir gemisi yürümez” sözünü bize miras bırakan atalarımız özellikle bugünlerde hayırla yad edilmelidir. Zira meselelere tek taraflı bakan, resmin tamamını görmek istemeyen bir kimse gemiyi karaya oturtur. Ama çok yönlü düşünen ve istişareler yapan ise her zaman gemiyi sahil-i selamete çıkartır. (18.5.2012)

Önceki ve Sonraki Yazılar