Kurban İbadeti ve Allah’ın Rızası
Kurban, ibadet amacıyla belli bir zamanda, belli şartları taşıyan bir hayvanı usulüne uygun Allah rızası için kesmek demektir. Akıllı, buluğa ermiş, yolcu olmayan ve dinen zengin sayılan her Müslüman, Allah’a yakın olmak ve O’nun rızasını kazanmak amacıyla kurban kesmekle yükümlüdür.
Bilindiği üzere Allah Teâlâ’ya iman eden O’nun elçisi Hz. Muhammed Mustafa’ya gönülden bağlı bir mü’minin tek gayesi Yüce Allah’ın kendisinden razı olmasıdır. Zira bizi ancak O’nun rızası kurtaracaktır. Yüce Rabbimiz, Peygamber Efendimizin şahsında bizlere şu güzel öğüdü vermektedir: “(Ey Resulüm!) De ki: Benim namazım, (bütün) ibadetlerim, hayatım ve ölümüm (yalnızca) bütün âlemlerin Rabbi olan Allah (‘ın rızası) içindir.”
Kurban, insanın Allah’a manen yaklaşmasına vesile olan bir ibadettir. Nitekim “kurban” kelimesinde bu anlam mevcut olup, mü’min kurban kesmekle Hz. İbrahim gibi Allah’a ve O’nun emirlerine olan bağlılığını, gerektiğinde O’nun rızasını kazanmak için her türlü fedâkarlığa hazır olduğunu göstermiş olur. Bu itibarla bütün ibadetlerde olduğu gibi, kurbanda da iyi niyet ve ihlas esastır.
Namazımız, orucumuz, zekâtımız, haccımız, umrelerimiz, yaptığımız hayır-hasenatımız, kestiğimiz kurbanlarımız bizi Yüce Allah'ın rızasına götüren salih amellerimizdir. Bilindiği üzere kurban, tarih boyunca bütün dinlerde bulunan müşterek ibadetlerdendir.
Bu gerçek Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle ifade edilmektedir: “Bunun gibi, [Bize inanan] her ümmet için kurban kesmeyi bir kulluk eylemi olarak öngördük ki, [bu amaçla,] kendilerine rızık olarak sağladığımız hayvanları keserken Allah'ın ismini ansınlar.
Ve [her zaman akıllarında tutsunlar ki:] Sizin tanrınız Tek bir Tanrı'dır; öyleyse bütün varlığınızla kendinizi O'na teslim edin. Ve sen de [ey Peygamber,] tüm iyi yürekli, alçak gönüllü kimseleri [Allah'ın rızasıyla] müjdele”
Kurban ibadeti, Müslümana halis niyetle malını Allah yolunda feda edebilme şuuru kazandırır. Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ: “Fakat unutmayın ki, onların ne etleri Allah'a ulaşır, ne de kanları; lakin O'na ulaşan, yalnızca sizin O'na karşı gösterdiğiniz bilinç ve duyarlıktır.
İşte bu amaçla, onları sizin yararınıza sunuyoruz ki, size ulaşma yolunu, yordamını gösterdiği (her türlü rahmet) için O'nun yüceliğini saygıyla anasınız. Öyleyse, o iyilik yapanları müjdele” buyurmak suretiyle bütün ibadetlerde olması gereken ihlâsın kurban ibadetinde de bulunması gerektiğini ifade etmektedir.
Kurban ibadetinin bize kazandırdıklarından biri de Allah Teâlâ’nın verdiği nimetlere karşı şükür duygusudur. “Âdemoğlu kurban bayram günlerinde kurban kesmekten daha sevimli bir iş ile Allah’a yaklaşamaz” buyuran sevgili Peygamberimiz, bu ibadeti yerine getirmekle Rabbimizin sevgisini ve rızasını kazanacağımızı bizlere müjdelemektedir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki kurban, fakir, yetim, yoksul ve kimsesizleri sevindirmek suretiyle toplumda sevgi, barış, birlik ve dayanışma duygularının gelişmesine, insanların birbirleriyle kucaklaşmasına vesile olan bir ibadettir.
Kurbanı et ve kemik hesabı yapmadan, sadece Allah’a yaklaşmak, O’nun rızasını kazanmak, dostlarımıza ve yoksul kardeşlerimize ikramda bulunmak niyetiyle kesmeliyiz. Bununla birlikte kurbanlarımıza eziyet etmeden ehil kişilere kestirmeli, kurban kesildikten sonra kurbanın artık ve sakatatlarıyla çevreyi kirletmemeliyiz.
Kurban kesimi esnasında çevremizi hiçbir şekilde rahatsız etmemeli, Allah rızası için yaptığımız bu ibadetle meşgulken hoş olmayan görüntülere neden olmamalıyız. “Temizlik imandandır” buyuran Hz. Peygamber’in ümmetine yakışır şekilde çevreye ve insan sağlığına özen göstermeli, bu hususta resmî makamların bütün talimatlarına harfiyen uymalıyız.
Rabbim cümlemizi Allah’ın rızasını kazanmak ve O’na yakın olmak için kurban kesen samimi kullarından eylesin. (24.10.2008)