Günümüzde bazı şarlatanların iddiasının aksine Kur’an’da herhangi bir şifre veya sır yoktur. Bu tür iddialar Yahûdî kaynaklıdır; Kabbalizm ve Hurufîlikten etkilenen cahillerin ortaya attığı saçma sapan şeylerdir. Bu iddiaları seslendirenlere karşı Müslümanların dikkatli olmasında “kendileri açısından” fayda vardır.

Bu kimselerin iyi niyetli olmadıkları defalarca ortaya attıkları ve tarih verdikleri olayların ve şifrelerin yanlış çıkmasından ve sürekli yanılmalarından anlaşıldığı halde, hala onlara aşırı ilgi gösterilmesi doğru değildir. Bazı kimselerin Müslümanları yanıltmaları için bu gibi şarlatanları “popüler ve görünür kılmaları” ve sürekli ekranlarına taşıyarak/ çıkartarak meşhur etmeleri üzerinde çok iyi düşünülmelidir.

Bu tiplerin “cahilliklerinden bunu yaptıkları” söylemi de doğru değildir. Çünkü İslam bilginleri defalarca bu adamları uyarmış ama onlar sakat düşüncelerini her fırsatta savunmaya devam etmiş, uzman sözüne kulak vermek yerine inatlaşmış ve gerçeği kabule yanaşmamışlardır. Dolayısıyla onların bu şeytanca tavırları da “gerçek niyetleri” hakkında fikir vermekte, cahil olmadıklarını aksine “art niyetli” olduklarını ortaya koymaktadır. Bu bakımdan söz konusu kişilere karşı samimi mü’minlerin dikkatli olmasında yarar vardır.

Sonuç olarak Kuran-ı Kerim, bir şifre veya sır kitabı değildir. Müttakiler için bir şifa ve hidayet kaynağıdır. Yüce Allah hiçbir ayet-i kerimede ne şifre koyduğunu söylemiş ne de bizden böyle bir şifre bulmamızı istemiştir. Kaldı ki mübin olan (açıklanmış/ açıklayan) kitabı Hz. Peygamber Müslümanlara tebyin etmiş, o da herhangi bir şifreden veya sırdan söz etmemiştir. Dolayısıyla Kuran-ı Kerim’de “şifre veya sır olduğu iddiaları” tam bir safsatadan ibarettir, ciddiye alınır hiçbir tarafı yoktur. (04.07.2008)