Ahmet Emin Seyhan

Ahmet Emin Seyhan

Kur'an-ı Kerim’de beş vakit namaz var mıdır?

A+A-

Din İşleri Yüksek Kurulu’nun 23.09.2002 tarihli gerekçeli kararında belirttiği üzere Kur’an-ı Kerim’de “beş vakit namaz” vardır.


Zira belirli şartları taşıyan Müslümanların günde “beş vakit namaz” kılmaları Kitap, sünnet ve icma-ı ümmet ile sabit bir farzdır. Beş vakit namazın eda edileceği vakitlere ve ne şekilde ifa edileceğine Kur’an-ı Kerim’in bir kısım ayetlerinde “mücmel olarak” işaret edilmiş ve bu işaretler Resülullah’ın “kavlî ve fiilî sünnetiyle” açıklığa kavuşturulmuştur.


Zira Kur’ân-ı Kerim’deki “mücmel emir ve hükümleri” açıklama yetkisi, yine bizzat Kur’ân-ı Kerim tarafından Hz. Peygamber’e verilmiştir. Hz. Muhammed de bu görevini eksiksiz yerine getirmiş, hem namaz vakitlerini hem de namazın nasıl kılınacağını ashabına açıklamış, üstelik bilfiil göstererek öğretmiştir.


Gerek kılınış şekli gerekse vakitleriyle ilgili bu uygulama “yaşayan sünnet” olarak asırlardan beri devam etmiş ve günümüze kadar da gelmiştir.


Kur’an-ı Kerim’de beş vakit namaza “mücmel olarak” işaret eden Taha Suresi’nin 130’uncu âyetinde “…Güneşin doğmasından önce de, batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et. Gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, rızaya ulaşasın” buyurulmuştur.
Görüldüğü üzere bu âyette güneşin doğmasından ve batmasından önce, gece saatlerinde ve gündüzün iki ucunda olmak üzere “beş ayrı vakitte namaz kılmak” emredilmiştir.


Hud Suresi’nin 114'üncü ayetinde de “Gündüzün iki ucunda ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde namaz kıl...” buyurulmuştur. “Gündüze yakın saatler” anlamındaki "zülef" kelimesi, "zülfe" nin çoğuludur. Bu ayete göre gecenin gündüze yakın saatlerinde (akşam, yatsı ve sabah olmak üzere) en az “üç vakit namaz” vardır. Ayrıca gündüzün iki ucunda da “iki vakit namaz” vardır. Böylece bu ayet-i kerimeden de namazın “beş vakit olduğu” sonucunu çıkartmak mümkündür.


Ayrıca bu ayetlerden başka muhtelif âyetlerde de “beş vakit namaza” veya “vakitlerine” mücmel olarak işaret edilmektedir. Bu mücmel ifade ve işaretler, Rasulüllah’ın söz ve uygulamalarıyla açıklık kazanmış, onun beyan ettiği ve uyguladığı şekliyle de bütün Müslümanlar tarafından uygulanarak günümüze kadar devam ettirilmiştir. Asr-ı Saadetten beri her asırda Müslümanlar “namazlarını beş vakit olarak” kılmış ve hiç kimse de bunun aksini söylememiştir.


Özetle, “Kur’an’da beş vakit namazın bulunmadığı” iddiasının hiçbir ilmi dayanağı, değeri ve geçerliliği yoktur. Bu ve benzeri iddialar namazda gözü olmayan, dine sıcak bakmayan, din ile aralarına mesafe koyan veyahut böylelerine şirin görünmeye çalışan bazı hoca müsveddeleri tarafından zaman zaman ısıtılıp gündeme getirilmektedir. Kanaatimizce onların böyle yapmalarının sebebi, özellikle gençler nezdinde dinin emir ve yasaklarında çelişki, tenakuz, tutarsızlık, eksiklik, hata ve yanlışlıklar olduğu yönünde bir algı/ şüphe uyandırmak ve gençleri dinden soğutmaktır.


Sonuç olarak, belirli şartları taşıyan kadın ve erkek bütün Müslümanların “günde beş vakit namaz kılmaları” Kitap, sünnet ve icma-ı ümmet ile sabit bir farzdır. Bu konuda herhangi bir şüpheye mahal yoktur. Şeytanı ve şeytanlaşmış insanları yenmek, onların sinsi tuzaklarına düşmemek, düşmüşlerse de çıkmak isteyen mü’minlerin “tam bir şuur ve konsantrasyon halinde” günde beş vakit namaz kılmaları, kendilerine yapabilecekleri en büyük iyiliktir. (11.01.2008)
 

Önceki ve Sonraki Yazılar