Kriz Bekleyenlerin Hevesi Kursağında Kaldı
Malumunuz Kılıçadaroğlu’nun yasa ile başlattığı Erdoğan’ın Anayasa değişikliğine çevirdiği ve uzun zamandır sorun olmaktan çıkan Başörtüsü sorunu ilişkin yapılan çalışmaların mecliste grubu olan partilerle istişare edilme durumu speküle edilmek istenmiş ve Sayın Bahçeli’nin Salı günü yapacağı grup toplantında bu duruma karşı ne söyleneceği bir kısım tarafından dikkat çekilmişti.
Mahir Ünal’ın yaptığı bir açıklama sonrası affını istemesiyle sonlanan durumun Sayın Bozdağ içinde gündeme getirilmeye çalışılmış.
Beklenti Cumhur İttifakı içerisinde ayrışma ve tartışma ortamına çekilmesi…
Beklenen olmadı.
Sayın Bahçeli gurup toplantısında “AK Parti heyetinin Meclis'te grubu bulanan partileri ziyaret etmesi doğrudur. HDP'ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum duymuyorum. AK Parti heyetinin CHP ile kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP'yi dillerine dolamaları müflistir. Bizim gözümüzde HDP neyse, CHP de aynısıdır. Biz çözümün nasıl olacağına bakıyoruz.” Diyerek konuyu gündemden düşürmüştür.
Bana kalırsa muhalefet beklentilerini rakiplerinin kendi aralarındaki sorunlardan puan almak yerine ülke için projeler üretse vakitlerini daha iyi değerlendirmiş olur.
Aynı durum iktidarın 6’lı masayı dağıtma gayreti içinde söylemek gerekli.
Yeni nesiller pek bilmez ama bu durum koalisyon hükümetlerinde çokça denenirdi.
Muhalefet koalisyonu dağıtmak bu şekilde hükümeti devirmek için olmadık senaryoları ortaya atar kriz çıkarmak istenirdir.
Şimdi de aynısı demek daha doğru.
Seçim öncesi eski adıyla koalisyon yeni adıyla ittifaklar seçim sonucu belirleyecek.
Seçimden sonra bu işin bir anlamı yok.
Seçim öncesi ittifakları dağıtmak düşüncesi hem iktidar kanadında hem de muhalefet kanadında birinci derece önem arz etmekte.
50 artı 1 ‘in seçimi kazanacağı bu seçim için hiçbir partinin tek başına bu sonucu alamayacağı öngörüldüğünden seçim öncesi ittifakları yıkmak ya da bozmak seçim stratejisi içinde önem kazandı.
Hal böyle olunca seçime kadar bu durumları sıklıkla yaşayacağız.
Konunun bizi ilgilendiren kısmı da Sayın Bekir Bozdağ’ın bu süreçte zarar görmesi…
Olası bakanlıktan el çektirilmesi…
Yozgat yerel siyaseti düne kadar nefesini tutmuş bekliyordu.
O kadar nefesini tutmuştu ki neredeyse dünyadan izole olmuş gibiydiler.
Mesela hiçbir siyasetçi ya da siyasetle uğraşan kişiler bir tek kelam etmedi.
Bir tane destek mesajı paylaşmadı.
Oysa sabah haberlerini çıkacak olan Sayın Bozdağ için paylaşım butonlarını kıranlar bu durum karşısında lal olmuşlar.
Bu da vitrin siyasetimizin yegâne eseridir.
Vatandaş Bozdağ farklı Vekil Bozdağ farklı Bakan Bozdağ farklı bakıyoruz.
Konu kritik ve yerel uzantıları eski davamız olunca kafalar birden kuma gömüle biliniyor.
Velhasıl samimiyet ekseni kaçalı çok oldu.
Ziyaret krizi dönüşmedi…
Siyasi konjonktür içerisinde bir zaruret olarak göründü.
Siyaset başka konulara geçti.
Yozgat bu durum karşında ki tavrı sessizlikle sonuçlandı.