Kralın Şeriatını İslam Zannetme Yanılgısı
Günümüzde İslam ile arasına mesafe koyan bazı kişiler/kesimler bilerek ve isteyerek müslümanların bazı hatalarını İslâm’a mal etmekte ve ısrarla İslam düşmanlığı yapmaktadır. Uyarıldıkları halde yanlışlarından dönmeyen bu insanların iyi niyetli olmadıkları açıktır.
Çünkü günahkâr müslümanların hatalarını gerekçe gösterip din düşmanlığı yapan bu güruh, sonradan görme şımarık zenginlerin hatalarını gerekçe gösterip “paraya, servete, zenginliğe düşman olmamaktadır.” Onların bu çifte standartları, ilkesizlikleri, tutarsızlıkları kendilerine hatırlatıldığında da hatadan dönmek yerine inatla yanlışlarını savunmaya devam etmektedirler. Dolayısıyla şeytanın adımlarını takip eden bu gibi kimselerin “ilkelerden uzak onursuz tavırları” onları her geçen gün hakikatlerden biraz daha uzaklaştırmakta ve cehenneme biraz daha yakınlaştırmaktadır.
Aynı şekilde bu insanlar kabile devletçiklerinin başındaki “Osmanlı Devleti’ni Batılı güçlerle birlikte arkadan hançerleyen satılmış kukla kralların” şeriat adını verdikleri İslâm’a aykırı uygulamalarını “İslam zannetmekte” veya öyle göstermeye çalışmakta ve buradan büyük bir zevkle “din karşıtlığı/İslam düşmanlığı” yapmaktadır.
Oysa “şeriat” ayrı bu “sözde kralların şeriatı” ayrıdır. Halklarını aldatmak amacıyla “şeriat” adını vererek istismar ettikleri İslâm ayrı, bu emperyalistlerin uşağı zalim, despot, diktatör, kukla kralların pespaye uygulamaları ayrı şeylerdir.
Bu kralların ilkel yönetim tarz ve uygulamalarının İslam ile uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Binlerce yıllık kabile geleneğiyle ülkelerini yöneten bu adamların İslâm’ın ilke, amaç, gaye, maksat ve hedeflerinden zerre kadar haberleri yoktur. Şurası iyi bilinmelidir ki, İslami sembolleri hoyratça ve pervasızca kullanan/istismar eden bu yönetimler küresel güçlerin ve onlarla bağlantılı şer odaklarının gönüllü taşeronu ve işbirlikçisidir.
Ülkelerinin yer altı ve yer üstü zenginliklerini bu çakallara/sırtlanlara “sırf koltuklarını korumak için” peşkeş çeken ve halklarının dinî duygularını istismar eden bu satılmış liderlerin İslâm’ı doğru bir şekilde tebliğ, temsil ve yeryüzünde barış ve adaleti sağlamak gibi ulvi bir gaye ve hedefleri de asla yoktur.
Sadece kendilerini düşünen bu kabile devletçiklerinin başındaki aşiret reislerinin kendilerine “kral/prens/devlet başkanı/halife vs.” demelerine, devletçiklerinin adına veya bayraklarına İslamî semboller yerleştirmelerine bakarak “bu zalimler ile İslam’ı yan yana getirmek” ve buradan İslam düşmanlığı yapmak kesinlikle alçaklık ve art niyetli bir tutumdur.
Bu bakımdan kralların şeriatını “din” zannedip İslâm’a saldıranlar “kesinlikle İslam düşmanlığı” yapmaktadır. Zira “şeriat” ayrı, bu “kralların şeriatı” ayrıdır. Bunlar İslâm’ı temsilden uzaktır. Bu despot krallar zaman zaman halklarını korkutarak zaman zaman da din istismarı yaparak onları uyutmakta, avutmakta ve emperyalist kâfirlerin desteğiyle ayakta kalmaktadır.
Tıpkı bazı sefih müslümanları kullanarak kurdukları/kurdurdukları örgütlere yaptırdıkları eylemleri İslam’la ilişkilendirip “İslami terör” ifadesini/yaftasını kullanan, şeytanın yandaşı ve taraftarı olan bu alçak adamlar şeref ve namus yoksunudurlar.
(Üslubumuzu oldukça sert bulanlar, kötü üslubun yazının güzelliğini bozduğunu söyleyenler -kısmen haklı olmakla birlikte- mevzu bahis olanın “Yüce Allah, Hz. Peygamber, İslam, Kur’ân” olduğunu fark ettiklerinde “dinimizi koruma hassasiyetiyle” böyle konuştuğumuzu anlayıp belki bize biraz hak verebilirler. Kaldı ki onlar hak versin ya da vermesin zaten umurumuzda da değildir.
Zira İslâm’ı koruma duyarlılığını yitirmiş omurgasız/solucan tiplerin bize hak vermesinin nezdimizde zerre kadar değeri yoktur, olmamıştır ve bundan sonra da olmayacaktır. Aynen bu üslup ile yazmaya ve konuşmaya devam edeceğiz, bunu da böyle bilsinler.)
Sonuç olarak, ilkeli ve tutarlı olmayan, müslümanların hatalarını İslâm’a mal eden, kralların şeriatını İslam zanneden veya öyle göstererek İslam hakkında kötü algı/zan uyandırmaya çalışan, tüm ikazlara kulak tıkayan, gerçeklerle yüzleşmeyen, İslâm’a hakaretlere devam eden, müslümanlar hakkında küçültücü ifadeler kullanan kimseler kesinlikle “hem İslam hem de Allah düşmanıdırlar.” Bunlarla mücadele etmekten korkan ve hezeyanlarına cevap vermekten kaçınan müslümanlar da “pısırık, nemelazımcı ve vurdumduymaz tipler” olup bunlar da kesinlikle büyük bir vebal altındadırlar. (30.10.2009)
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.