Engin Dinç

Engin Dinç

Kamuda İsrafın Önüne Geçecek Eğitim Düzenlemeleri

A+A-

30 Haziran 2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer Tasarruf Tedbirleri konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde birçok alanda kamu kurumlarında tedbirlere riayet edilmesi vurgulanıyor. Peki, bu genelgeye ne kadar uyuluyor ya da burada yer verilen tedbirler ne kadar yeterli gelin bunu ele alalım.

Genelge içerisinde kâğıt kullanımının en aza indirilmesi, rapor, bilgi notu ve benzeri dokümanların elektronik ortamda hazırlanması ve çıktısının alınmaması gibi talimatlar var. Bir top kâğıdın perakende fiyatı ile bir kurumda yıl içinde harcanan toplam kâğıt miktarı göz önüne alındığında çok doğru bir madde lakin yeterli mi?

Kamu kurumlarında kâğıt gerçekten çok israf edilen bir ürün ama bu kadar israfa rağmen kurumların çoğunda geri dönüşüm uygulanmıyor. Büro işi yürüten ve kâğıtla çok işi olmayan kurumlar olduğu kadar dosya ve kâğıtlar arasında boğulan yargı kurumları gibi kurumlar da var. Öyle ki bu kurumlar kâğıt dolu arşivlerinde bir düzen sağlamakta ve yeni dosyaları koyacak yer bulmakta, çalışma ortamlarında oturacak yer bulmakta bile zorlanıyorlar. Kâğıttan kurtulup elektronik ortamda çalışmanın önemi çok büyük ama hala kâğıda dokunmadan edemeyen bir kesim yönetici var. Onların kâğıtla çalışma talepleri, Genelge’yi hiçe saymaları da israfı devam ettiriyor.

İsraf Sadece Kâğıt ile Araçlar ile Kırtasiye Malzemesi ile Mi Yapılıyor?

Tabii ki hayır. Kamu kurumlarına bakıldığında bir kâğıttan, birkaç araçtan daha büyük israflar olduğu görülüyor. Örneğin; eğitim birimleri. Eğitim birimlerinin israf olduğunu söylediğimde şaşırmak, “ne diyor bu” demek normaldir, hadi detayına inelim işin…

 

Neredeyse tüm kurumlarda Eğitim Dairesi Başkanlığı, Eğitim Şube Müdürlüğü, Eğitim İşleri Genel Müdürlüğü gibi birçok birim var. Bu birimlere bağlı bir de personel eğitim merkezleri var. Tabi ki hepsi için söylemiyorum ama birçok eğitim merkezi doğrudan kendisi bir israf. Bakan ve Cumhurbaşkanlığına sunulan yılsonu faaliyet raporları şişirme şekilde hazırlanıyor. Rakamların çoğu hayal ürünü, bir kısmı da sayısal olarak doğru ama nitelik olarak sıfır.

 

Kamu kurumunda görev yapan bir personel, eğitim için görev izni verilerek bir eğitim merkezinde eğitime alınıyor. Burada 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu başta olmak üzere birçok mesleki ve kişisel gelişim alanında sözde eğitimler veriliyor. Sözde diyorum çünkü verilen eğitimlerin çoğunda ön test-son test uygulaması yapılmıyor. Yapılsa da verilen eğitim yerine ulaşmış mı, personel bu eğitimi alabilmiş mi, iş yerinde öğrendiği bilgileri uygulama ortamı müsait mi bu denetlenmiyor. Bir personel 3 saatlik eğitime alınıyor. Eğitim salonundan çıktıktan sonra anlatılan konuyla ilgili küçük ve basit sorular soruluyor ama buna cevap veremiyor. Çünkü fiziki olarak derste ama zihnen yok. Öğretici verimli değil, ortam sıkıcı, saatler uzun, andragojik olarak uygun değil… Eğitimlerde vizyon ve gelişim çok önemlidir. Katılımcı 3 saat dinlediği öğretim görevlisinin adını bile öğrenmeden bir salondan çıkmışsa bu bir eğitim değil, katılımcıya işkence yapmaktır.

Eğitim merkezleri sayısal olarak göz boyama amaçlı değil, aynı zamanda makam, araç gereç, iş gücü ve zaman olarak da büyük israflara neden olmaktadır. Birçok katılımcı zorunlu koşulan bu eğitime işten sıkılıp bunaldığı için itiraz etmiyor ve katılıyor. Katılımcı gözünde eğitim almak işten uzaklaşmak ve tatil yapmaktır. Buna motivasyon eğitimi gözüyle bakmak mümkün tabi ama o zaman eğitimin adı motivasyon eğitimi olmalı ve daha rahatlayıcı mekânlarda yapılmalıdır. Eğitim merkezlerinin çoğuna 10 birim harcama yapılıp 1 birim fayda bile sağlanmıyor. Birçok eğitim merkezinin yaptığı eğitimden çok daha verimlisi sosyal medyada, Youtube’da canlı yayınlar ile yapılıyor.

 

Başkanlık Sistemine Uygun Personel Eğitim Sistemi Kurulmalı

Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’nin Uzaktan Eğitim Kapısı diye bir sistemi var. Bu sistem merkezi eğitim birimlerinin faydalı ve aktif kullanılabilecek en doğru yapıdır. Alt yapı olarak biraz daha geliştirilmesi gerekli ama bu sistemin tam anlamıyla yerleşmesiyle çok daha verimli olacaktır. İleride, aday memurların buradaki eğitimleri tamamlamadan göreve başlaması yapılmasa yeridir. Bu çok da doğru bir girişim olur.

Uzaktan Eğitim Kapısı hem verimli, hem de hedef odaklıdır. Çünkü eğitim merkezlerinde eğitim veren görevlilerin çoğu alanda yeterli ve yetkin olmadığı gibi çoğu zaman diyalog ortamı oluşuyor bu ortamda da siyasi münakaşalara kadar varan durumlar oluyor. Sınıflar denetlenemiyor, eğitimci ders mi işliyor yoksa sohbet mi ediyor belli değil ama birçoğu saat bazlı ders ücreti alıyor. Katılımcı memnuniyet anketleri doğru ve gerçekçi şekilde ele alınmadığı için de bu durumlara yönetim tarafından müdahale edilmeden yıllarca devam ediyor.

Birçok eğitim merkezi pandemi dönemi boyunca sıfır iş ile milyonlarca lira harcadı. Bu eğitim merkezleri normal zamanda da pandemi de ne kadar fayda sağlamışsa ondan daha verimli olamıyor. O nedenle buralar tamamına yakını öncelikle ilgili bakanlıktan alınıp Cumhurbaşkanlığına bağlı hale getirilmeli sonra da uygun olanlar revize edilerek kullanıma devam edilmeli, uygun olmayanlar da yurt veya konukevi şeklinde kullanılmalıdır. Eğitim merkezlerinin Cumhurbaşkanlığına bağlı hale gelmesi, yapılan israfın da önüne geçecek, denetimlerin artmasını sağlayacak ve Avrupa Birliği projelerinin nihayete ermesine imkân sunacaktır.

Bir eğitim merkezinin var olmasının ana nedeni motivasyon eğitimi yapabilecek donanıma sahip olmasından geçmelidir. Sanat, spor, dinlenme etkinliklerinin yapılamayacağı hiçbir eğitim merkezi, eğitim merkezi olarak hizmet vermemelidir. Buralar katılımcıya işkence olmanın, kamuya külfet olmanın ötesine geçememektedir.

CBİKO Uzaktan Eğitim Kapısı ve BTK Akademi gibi platformlar kamu görevlilerinin eğitimleri için yapılmış örnek ve özel çalışmalardır. Bu çalışmaların geliştirilerek fiziki eğitim merkezlerinin azaltılması önem arz ediyor. Fiziki eğitim merkezlerinin çoğu da yatak odası ve sınıfı bulunan, yılda milyonlarca lira harcanan binalardan öteye geçmiyor. Motivasyon odaklı eğitimler için bu eğitim merkezlerinin konsept düzenlemesinin yapılması ve etkili şekilde revize edilmesi de gerekiyor. Sayısı çok değil, az ama nitelikli eğitim kompleksleri yapılmalı ve bu kompleksler Cumhurbaşkanlığına bağlı yönetilmelidir. Verilen eğitimlerin içerikleri, modül çalışmaları, güncellik kontrollerinin tamamı da Cumhurbaşkanlığının kontrolünde olacaktır.

Ülkemizin parası var, zenginliğimiz de yerinde ama bu israf edeceğimiz anlamına gelmiyor… Özellikle bakanlıkların eğitim birimlerinde yapılacak kapsamlı bir düzenleme ile az çıktı ile çok ve verimli girdi elde etmek mümkündür

Önceki ve Sonraki Yazılar