Ahmet Emin Seyhan

Ahmet Emin Seyhan

Kadir Gecesini Anlamak

A+A-

Manevî hazzın doruğa ulaştığı Ramazan ayının son günlerini idrak ediyoruz. Bu akşam bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini hep birlikte ihya edeceğiz.


Bilindiği üzere zamanı ve mekânı değerli kılan şey, kendilerinde meydana gelen önemli olaylardır. Kadir Gecesini de değerli ve anlamlı kılan ise, Kur’ân-ı Kerîm’in bu gece indirilmeye başlanmış olmasıdır.
Peygamberimizin insanlığa son elçi olarak gönderilmesi ve onun da son kitap Kur’ân-ı Kerîm’i getirmesi dünya tarihinin en önemli hadisesidir.


Kur’ân-ı Kerîm’de bu gece ile ilgili olarak şöyle buyrulmaktadır: “Şüphesiz, biz onu (Kur’ân-ı Kerîm’i) Kadir gecesinde indirmeye başladık. Kadir gecesinin ne olduğunu (niteliğini/ özelliğini) sana bildiren nedir? (Şunu bil ki, Kur’ân-ı Kerîm’in nazil olmaya başladığı) Kadir gecesi (ihtiva ettiği değer bakımından içinde Kadir gecesi olmayan) bin aydan daha hayırlıdır (çok ama çok değerlidir).

Melekler, vahiyle/ ilahi ilhamla/ manevi yardımla o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir esenlik (af, mağfiret, saadet, bereket ve huzur) vardır. (Çünkü yeryüzüne inen melekler Kur’ân-ı Kerîm’e uygun hayat yaşayan mü’minlere dua etmeye ve her türlü manevî yardıma devam ederler).”


Kadir Gecesini gereği gibi anlamanın ve onu hakkıyla değerlendirebilmenin yolu, Kur’ân- Kerîm’de verilen eşsiz mesajları anlamak ile mümkündür. Bu itibarla, Kadir Gecesi, Kur’ân-ı anlamaya ve Rasûlüllah’ı tanımaya bir vesile kabul edilmelidir. Zira insanlara dünya ve âhiret mutluluğunu kazandırmayı amaçlayan en üstün ahlaki değerler Kur’ân- Kerîm’de ve onu bize yaşayarak öğreten örnek insan Hz. Muhammed Mustafa’nın hayatında bulunmaktadır.


Kur’an-ı Kerim, bize iki cihan saadetini sunan bir rehber ve hidayet kaynağımızdır. İnsanlar arasında sevgi, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlayan, fert ve toplumun ahlâkî ve sosyal problemlerinin çözümüne ışık tutan ve insanlara dosdoğru yolu gösteren kıstaslar Kur’an’da mevcuttur.

Nitekim ayeti kerimede; “Gerçek şu ki, bu Kur’an o dosdoğru olan yolu göstermekte, dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan mü’minlere, ödüllerinin çok büyük olacağını müjdelemektedir” buyurulmaktadır. 

Bir başka ayet-i kerimede ise: “Biz Kur’an’da, mü’minler için şifa, rahmet ve (kendi kendine yazık eden) zalimlerin de yıkımlarını artıran şeyler indiriyoruz” buyrulmaktadır.


Mükâfatların bol bol verildiği, sayısız manevî güzelliklerin yaşandığı böyle bir geceyi fırsat bilerek özümüze dönmeliyiz. Gaflet içinde geçen günlerimizi sorgulamalı, kendimizle hesaplaşmalıyız. İyi ve güzel davranışlarımızı artırmalı, kötü davranışlardan uzaklaşmalıyız. Kalbimizi günah kirlerinden arındırmaya çalışmalıyız.  


Yüce Allah’ın bizlere sağlam bir bilgi, derin bir anlayış ve samimi bir kalp vermesi için dua etmeliyiz. Hayatının her anını Kur’an’ın ilkelerine uygun bir şekilde yaşamaya çalışan kullardan olmaya gayret etmeliyiz. Acı ve sıkıntı içindeki bütün yüzlerin gülmesi için üzerimize düşen vazifeleri yapmalıyız. Böyle gariban ve kimsesiz kullara yardımcı olmak için neler yapabileceklerimizi düşünmeliyiz.


Sevgili Peygamberimizin, “faziletine inanarak ve sevabını da yalnızca Allah’tan umarak bu geceyi ihya edenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı” müjdesini aklımızdan çıkarmamalıyız.  Peygamber Efendimizin Hz. Aişe annemize öğrettiği ve Kadir gecesinde yapılmasını tavsiye ettiği; “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” şeklindeki duâyı ezberlemeli ve bu duayı dillerimizden düşürmemeliyiz. 


Rabbim cümlemizi bu geceyi en güzel şekilde ihya eden dürüst ve erdemli kullarından eylesin. (19.09.2008)
 

Önceki ve Sonraki Yazılar