Ahmet Emin Seyhan

Ahmet Emin Seyhan

Kadınlar Yaptıklarından Sorumlu mudur?

A+A-

Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn adlı eserinde kadınlara olumsuz bakışı yansıtan bazı rivâyetleri nakletmiş, bu haberlerin sıhhatine hiç bakmamış ve olduğu gibi alıp aktarmıştır.

Nitekim nakledilen bir rivâyette anlatıldığına göre Hz. Âdem’in oğlu Şit’e beş tavsiyesinden bahsedilmektedir. Onlardan biri şudur: Avrat sözüne inanmayasın. Ben avrat sözüne uydum; bana pişmanlık hasıl oldu.”[1]

Görüldüğü üzere hâlâ böyle uydurma bir rivâyet esas alınmakta, Hz. Âdem’in suçunu kabullenmediği, üstelik Hz. Havvâ’nın üzerine attığı gibi “yanlış bir izlenim” uyandırılmaktadır. Bu, hem Hz. Âdem’i hem de Hz. Havvâ’yı töhmet altında bırakan bir ifadedir. Zira Kur’ân’ın hiçbir yerinde Hz. Âdem’i ayartanın eşi Hz. Havvâ olduğuna dair en ufak bir iz/işaret/ima yoktur.

Yasak ağaçtan şeytana uyup yoldan çıkmaları sonucu,[2] her ikisi birlikte yemişlerdir. İkisi de hatalıdır; lâkin ikisi birlikte tövbe etmişlerdir.[3] Hâlâ suçu zorlama yöntemlerle ve Ehl-i kitâb’ın da tesirinde kalarak Hz. Havvâ’ya yüklemek kesinlikle doğru değildir. 

Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn’inin bir başka yerinde Hz. Âdem’in kendisine öleceği bildirildiği zaman öfkeyle Hz. Havvâ’nın yanına geldiğini ve ona hitaben; “Ya Havvâ! Ölümü sen miras kodun (koydun) ve beni uçmaktan (cennetten) sen çıkardın.”[4] dediği haber verilmektedir.

Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere Hz. Âdem hakkında ısrarla suçunu  kabul etmeyen  bir peygamber portresi çizilmektedir ki bu, yanlıştır. Çünkü Kur’ân-ı Kerim’in bize tanıttığı, hatasını ikrar edip tövbe etmiş ve tövbesi de kabul edilmiş[5] bir peygamberin eşine bu şekilde suçlayıcı bir dille konuşması, peygamberlerin belirtilen vasıflarıyla kesinlikle bağdaşmamaktadır. Dolayısıyla, bu rivâyetin uydurma olduğu açıktır.

Aynı şekilde Envâru’l-Âşikîn’de yer alan kadının iradesinin ve idaresinin erkeğe ait olduğu, kadının herhangi bir sorumluluğunun olmadığı şeklindeki anlayış da Kur’ân-ı Kerim’in ilkeleriyle çelişmektedir.

Nitekim bir rivâyette Hz. Havvâ’nın yasak meyveden önce yediği, ancak ona hiçbir şey olmadığı, sadece âdet görmeye başladığı, çünkü onun tâbi, Hz. Âdem’in metbû olduğu, “tâbi salah da ise metbû da salahdadır ve aksi dahi böyledir” kuralı gereği bunun böyle olduğu ifade edilmektedir.[6]

Sadece imtihan olanın Hz. Âdem olduğu, Hz. Havvâ’nın ona uyduğu, dolayısıyla Hz. Havvâ’nın yasak ağaçtan yemesinin normal olduğu, bunun bir suç teşkil etmeyeceği, onun tek hatasının Hz. Âdem’i suça teşvik olduğu kanaati Kitâb-ı Mukaddes’te yer alan, “Âdem’in aldanmadığı, Havvâ’nın aldanıp suça düştüğü” şeklindeki ifadelerle birebir benzerlik göstermektedir.[7] Görüldüğü üzere söz konusu düşüncenin arkasında “tahrif edilmiş Kitab-ı Mukaddes” vardır ve İslam’a aykırı bu sakat düşünce derhal terk edilmelidir.

Çünkü birey olarak kadının da sorumluluğu vardır ve yaptıklarının hesabını Yüce Allah’a tek başına verecektir. Zira âyetlerde de belirttiği üzere kadın da erkek de imtihan olmaktadır[8] ve kimse kimsenin günah yükünü taşıyacak değildir.[9]

Sonuç olarak, günümüzde bile bu tür kitaplardaki yanlış bilgilerin tesirinde kalan bazı kimseler, hâlâ aynı kanaatte olup maalesef kadınlara bu gözle bakmaktadır. Dolayısıyla onların İslam’a aykırı söz konusu düşüncelerini yeniden gözden geçirmeleri elzemdir. Ayrıca onlara bu tür yanlış bilgileri aktaran din görevlileri/tarikat önderleri de sorumludur ve onlar da ciddi araştırmalar sonrası müslümanlara güvenilir dinî bilgiler vermek zorundadır. Aksi takdirde böyle yapan din anlatıcıları İslam’ı yanlış tanıtmalarının vebalini ahirette ödeyeceklerdir. (07.01.2011)

 


[1] Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn, s. 47.

[2] el-Bakara 2/36.

[3] el-A’râf 7/23.

[4] Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn, s. 48.

[5] el-Bakara 2/37.

[6] Ahmed Bîcan, Envâru’l-Âşikîn, s. 32-33.

[7] Kitab-ı Mukaddes, Pavlus’un Timoteosa Birinci Mektubu, 2/13-14, s. 218.

[8] et-Tevbe 9/71; en-Nahl 16/97; el-İsrâ 17/13-14;  ez-Zümer 39/41, 70; el-Gâfir 40/17; el-Fussilet 41/46; eş-Şûrâ 42/20; en-Necm 53/39-41; el-Hadîd 57/18; el-Haşr 59/18; et-Tahrîm 66/69; el-A’la, 87/14-19; eş-Şems 91/9-10.

[9] el-En’âm 6/164; el-İsrâ 17/15; el-Fâtır 35/18; ez-Zümer 39/7; en-Necm 53/38.

Önceki ve Sonraki Yazılar