Yeni nesil kitle iletişim araçlarının hayatımıza girmeye başlamasıyla iletişim alanında da ciddi değişimler yaşanmaya başlanırken bu değişim kullanıcıların talep ve arzularını da etkiledi.

Radyo ile büyüyen nesil sadece bir ses duymak, bir haber almak isterken televizyon ile büyüyen nesil bu haberi görmek istedi. Dijital meydanın hayatımıza girmesiyle kâğıt gazeteler ortadan kalkıp yerini internet haber sitelerine bırakmaya başladı. Böylelikle haberin çok daha hızlı yayılması sağlandı. Haberdeki bu hızlı yayılma refleksi insanların haberi çok daha hızlı öğrenme isteğine iletti. Ve bundan sonra sosyal medya dediğimiz şirketler kitle iletişimde haberleşmede egemenliğini ele almaya başladı.

Gerçek şu ki günümüzde televizyonun yeri hala var, radyo dinleyenler azımsanmayacak kadar büyük fakat bunların hepsi zamanla yerini nostaljiye bırakıyor. Habere çok daha hızlı ulaşma isteği iletişim eksikliğini de getirmeye başladı. Kullanıcı sadece iletişim değil, etkileşim ister oldu. Bir haber, bir olay veya durum hakkında kendisinin de fikir beyan edebilmesini istiyor. Sosyal medya buna yeteri kadar imkan sağlıyor olsa da burada da karşımıza dezenformasyon engeli çıkmaya başladı. Kullanıcının haber içeriğiyle ilgili kendi fikri, şahsi beyanı farklı kullanıcılar tarafından habere devam veya ekmiş gibi paylaşılarak yayılabiliyor. Bu durum da sosyal medyayı iletişim ve etkileşim arasındaki bir geçiş çağı olarak görmemize neden oluyor. Demem o ki, sosyal medya kitle iletişimin şuan en ileri aşaması gibi görünüyor olsa da en ilerideki noktası değil, sosyal medyanın da bir ileri aşaması var. Hem haberleşmeyi, hem etkileşimi sağlayacak hem de dezenformasyona izin vermeyecek yine bir kitle haberleşme sistemi doğuyor.

Metaverse

Metaverse kavramı ilk kez Neal Stephenson'ın 1992 yılında yayımladığı bilimkurgu romanı Snow Crash'de ortaya çıkmış ve kurgusal bir dünyayı nitelemiştir. Sosyal medya şirketlerinden çok daha eski isme sahip olsa da kurgusal dünyanın kurulması Blockchain teknolojisinin gelişmesiyle olmuştur.

Metaverse’nin kurgusal yapısında her insan doğal insan gibi bir avatara sahip, doğal hayatta yaptığı her iş, söylediği her söz ve davranıştan sorumlu olduğu gibi Metaverse’de de avatarı bu sorumluluklara sahip. Etkileşimli iletişim diyeceğimiz yeni iletişim çağında Metaverse hızlı bir gelişme kaydetmemize ve önümüzdeki 20 yıl içinde dijitale egemen olmaya tek aday.

Televizyon ve radyoların yerini dijital yayın şirketleri alırken sosyal medya şirketleri de yerini Metaverse şirketlerine bırakacak. Dijital haber yayın platformları daha görsel, daha etkileşimli, daha anlık olacak ve Metaverse’de çok daha fazla bulunacağız.

Benim burada milli duruşlu bir dileğim de var ki, sosyal medyanın çıktığı zamanlarda “aman sosyal medyada neymiş” diyerek ortaya çıkan cahil cühela kesimin aklına uymadan, Metaverse de Türkiye olarak, Türk şirketleri olarak yerimizi almaktır. Metaverse’ye girmekle kalmadan kendi kripto paramızı da hızla üretmemiz lazım. Bundan 20 yıl sonra banka şubesi olmaz, kâğıt ve demir paralar kalmaz yerine çipler ve kare kodlar kullanacağız. Etkileşimli iletişim alanında Metaverse’de yerimizi alamazsak bugün ortaya koyduğumuz İletişim Diplomasisi 20 yılda çöp olup gider. Geleceğe vizyoner bakmak zorundayız…