Ahmet Emin Seyhan

Ahmet Emin Seyhan

Hz. Peygamber ve Din Kardeşliği

A+A-

İnsanoğlu, Allah tarafından ruhuyla ve bedeniyle mükemmel surette yaratılan, akıl ve irade yeteneği bahşedilen, kâinat emrine amade kılınan, evrendeki yasaları keşfedip hayatını kolaylaştırması ve ibret alması istenen, bu nedenle de imtihan edilen bir varlıktır.

İnsanoğlu tek başına değil, diğer insanlarla bir arada yaşayacak şekilde yaratılmıştır. Dolayısıyla toplumun her bir ferdinin diğer insanlarla yardımlaşma ve dayanışma içinde olması bir zorunluluktur.


İslam birliğe, beraberliğe ve din kardeşliği önem vermiş, imanda, düşüncede, amelde ve ahlakta bu birliği sağlayacak temel prensipler getirmiştir. Allah Teala; “Sadece ama sadece mü’minler kardeştirler…” buyurarak din kardeşliğinin önemine vurgu yapmıştır.


Hz. Peygamber de İslâm’ın emrettiği gibi yaşayan ve birbirleriyle kaynaşan Müslümanları “din kardeşi” ilan etmiştir. Resul-i Ekrem, İslam kardeşliğini şöyle tanımlamıştır: “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve onu tehlikeye atmaz. Her kim bir kardeşinin ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Her kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah da o kimsenin kıyamet gününün sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim bir müslümanın kusurunu örterse, Allah da kıyamet gününde onun kusurunu örter.”


Hz. Peygamber bir başka sefer şöyle buyurmuştur: “Müslümanlar kardeştir, hiçbirinin diğerine takvadan başka üstünlüğü yoktur.”


İslam dinini tebliğ ve tebyin eden (açıklayan) Hz. Peygamber, bir yandan iman esaslarını gönüllere nakşederken, diğer yandan da bu akide etrafında toplanan ırkları, ülkeleri, renkleri ve dilleri farklı insanları “din kardeşliği” ortak paydasında birleştirip kaynaştırmıştır.


İslam kardeşliği, Hz. Peygamber’in oluşturduğu Medine toplumunda çok net bir şekilde görülmektedir. Bilindiği üzere Mekkeli müslümanlar, müşrikler tarafından çok ağır işkence ve zulümlere maruz kalmış, en tabii hakları olan ekmek ve sudan bile mahrum bırakılmış, bütün mal varlıklarını bırakıp Medine’ye hicret etmek zorunda kalmış, zengin iken imanları uğruna bir anda fakir oluvermişlerdir.

İşte Hz. Peygamber, Medineli Ensar ile Mekkeli Muhacirleri kardeş ilan etmiş, bunun üzerine Medineli müslümanlar mal varlıklarını kardeşleriyle paylaşmışlardır.


Görüldüğü üzere İslam dini, müslümanları birbirlerinin kardeşi ilan etmiştir. Bu bakımdan olgun bir mü’min din kardeşine merhamette, acımada, elem ve kederini paylaşmada kardeşçe davranır; kardeşinin rahat ve huzurunu kendi rahat ve huzuruna tercih eder; kardeşi ağlarken o gülmez; kardeşi aç iken o tok yatmaz; kardeşi zulüm altında inim inim inlerken o bu zulme seyirci kalmaz/kalamaz.


Rabbim cümlemizi din kardeşliğinin kıymetini bilen, din kardeşlerini koruyup kollayan, bir binanın tuğlaları gibi birbirini destekleyen, zorluklar karşısında kale gibi sapa sağlam ayakta duran, tefrikaya düşmekten sakınan ihlaslı kullarından eylesin. (27.02.2009)
 

Önceki ve Sonraki Yazılar