Gidenlerden Kalanlara
Yalan dünyanın yalancı oyunları, dünya hayatının aldatıcı renkleri hepimizin gözünü kör, kulağını sağır ve egosunu tavan yaptırmış ve bizi esir almış durumda ne yazık ki!..
Oysa gün gelecek ‘’Geriye hiçbir şey kalmayacak senden; ne nüfus kütüğünde bir ad ne de belleklerde yaşayan bir anı. Geçmişten silindiğin gibi gelecekten de silineceksin. Hiç var olmamış olacaksın!’’
Her insan ölecek yaştadır. Ölüm genç yaşlı, zengin fakir, hasta sağlıklı ayırt etmiyor ki!
Her insan kendisine verilen ömür sermayesini tükettiği gün bu hayattaki rolünü tamamlayıp, sessizce çekip gidiyor işte...
Nefeslerimizin sayılı olduğunun bilincinde yaşamalıyız hayatı.
Aslında her ölüm sevdiğimiz insanlar için erkendir. İnsan en yakınını kaybedince ölümün ne demek olduğunu daha iyi anlıyor.
“Ağızların tadını kaçıran ölümü çokça hatırlayın.’’ Hz. Muhammed (s.a.v.)
Mühim olan öldükten sonra ‘’Baki kalan bu kubbede hoş bir sada’’ bırakabilmektir.
Arş’a çıkacak seda ise hak yolda Müslümanca yaşamaya gayret eden Ahmet’ten olma, Safiye’den doğma kul Osman’ın sedasıdır. Öldükten sonra “İyi bir insandı. Allah rahmet eylesin" dedirtmek olmalı amacımız, gayemiz.
Kırıp dökmek çok kolaydır, ama onarmak için bazen ömür yetmez. Zira kalp Allah’a en yakın organdır.
Kişinin öldükten sonra da iyiliklerle anılabilmesi için sağ olduğu zamanda kendini unutturmayacak iyilikler yapması lâzımdır. Öyle ki bizim asırlardır iyiliklerimize vesile olan, sevaplarımıza köprü kuran vakıflarımız vardır. Türkiye Diyanet Vakfı, Kızılay, Yeşilay, İHH ve daha niceleri…
Bizler insanoğlu olarak malımızı kapımızı iyiliklere ardına kadar açmalıyız, açmalıyız ki bize gelen ferahlasın can bilsin kulluk yolunda ‘’ HİÇ ‘’ desin.
Öyle yaşamalıyız ki ölümüne düşmanların bile üzülmeli.
Birçok giden de memnun ki yerinden çok seneler geçti dönen yok seferinden diyor ya; şarkının sözlerinde. Dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkacağını hemencecik unutuyor insanoğlu.
Dün geçmişte kaldı, senin için yarın olacak mı orası da muamma, o zaman gün bugün, yani Alem’i Cihanda çektiğin nefes kadar olan gündür.
İnsan arada başını iki ellerinin arasına alarak düşünmeli!
Ben kime ne yaptım, kimi üzdüm, kimi kırdım, kimin canını yaktım, kimin gözyaşlarına sebep oldum demeli. Telafi için çaba sarf etmeli, helallik istemeli. Yarın çok geç olabilir vah, tüh de fayda etmez.
Bugün varsın! Yarın senin için sala verilirken, bu kibirde neyin nesi?
Ölüm kaş ile göz arasındayken hiç ölmeyecek gibi gururdan, kibirden, inattan kuleler inşa etmeye gerek var mı? Bugün varsın yaşadın, peki ya yarın? Saniyeler sonra ölmeyeceğine garantin mi var?
"Hiç ölmeyecek gibi bu dünya için, yarın ölecek gibi ahiret için yaşamalıyız."
Sözlerimi Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in;
"Ölüm güzel şey budur perde ardından haber.
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü? Kutlu Peygamber!" bitiriyorum.
Selametle kalın…