Ahmet Emin Seyhan

Ahmet Emin Seyhan

Farklı Düşüncelere Tahammül

A+A-

İnsanların büyük bir kısmının içine düştüğü yanlışlardan biri de farklı görüş ve düşüncelere karşı hoşgörülü olamamalarıdır.

Kendileri o görüşte olmasalar bile karşıt görüşleri nezaketle dinleme ve anlamaya tahammül edememeleridir.

Bu, aslında insanoğlunun kadim bir sorunudur ve bunun çözümü için bir şeyler yapılması gerekir.

Takdir edileceği üzere herkesin farklı görüş ve düşüncede olması normaldir. Zira herkesin mizacı, anlayışı, hayata bakışı, zekâsı, aldığı eğitim, çevresi, yetiştirilmesi ve yaşadıklarından çıkardığı dersler aynı değildir.

Kendine verilen zekâyı gereği şekilde kullanmayan ve körelten, yalan yanlış bilgilerle aklın doğru ve yerinde çalışmasını engelleyen birisinin değerlendirmeleri elbette farklı olacaktır. Böyle birisinin ulaştığı kanaatleri başkalarına dayatması ve en doğru düşünenin kendisi olduğunu iddia etmesi yanlıştır. Bununla birlikte onun da görüşlerini ifade etmesine saygı duyulması ama dayatmalarının yanlış olduğunun da ona nezaketle söylenmesi gerekir.

Öte yandan insanların bazı temel konularda uzlaşması ve ortaya hayırlı hizmetlerin konabilmesi için de evrensel hukuk kurallarına ve bozulmamış temiz vicdanın rehberliğine ihtiyaç vardır. Bu itibarla insanlar ön yargılarını, peşin fikirlerini, şartlandırılmışlıklarını bir kenara koyarak farklı düşüncelere açık olmalı ve o fikirleri dikkatle dinlemeye çalışmalıdır

Okuduğunu anlamayan, karşıt görüşleri hemen reddeden, sırf kendini haklı gören birisi değişik fikirlere kapalıdır ve böyle birisinin gelişebilmesi çok zordur. Bu bakımdan böyleleri biraz da kendilerini suçlamalı ve nerede yanlış yaptıklarını sorgulamalıdır.

Doğru ve yerinde bir eğitimle genç nesillere farklı görüşleri dinlemeye/anlamaya çalışmak öğretilmelidir. Eleştirel aklı devre dışı bırakan, her duyduğuna sorgusuz sualsiz inanan birisinin farklı görüşleri dinleyip onları değerlendirebilmesi, sözün en güzelini araması, bulması ve onlardan faydalanması imkânsızdır.

Dolayısıyla bütün insanlara düşen temel görevlerden birisi, her türlü görüş ve düşünceye açık olmaktır. Her fikri peşinen kabul veya reddetmemektir. Dinleyip anladıktan sonra kendi kanaatini “delilleriyle” ortaya koymaktır. Kanıtsız ve mesnetsiz konuşmamaktır. Duygularıyla ve hisleriyle değil, sağlam bilgi ve aklıselim ile hareket etmektir.

Sonuç olarak, bu saydıklarımız yapıldığında insanlar daha mutlu, dünya ise daha huzurlu ve yaşanılabilir bir yer olacaktır. Aksi takdirde kısır siyasî çekişmeler devam edecek, dünyada kan ve gözyaşı dinmeyecektir. Bu itibarla akan kanların ve dökülen gözyaşlarının en önemli nedenlerinden birisinin “iletişim kopukluğu ve farklı görüşlere tahammülsüzlük” olduğu hiçbir zaman akıldan çıkartılmamalıdır. (02.12.2011)

Önceki ve Sonraki Yazılar