Engin Dinç: Türkiye İnternet Etik Kurulu kurulsun

Engin Dinç: Türkiye İnternet Etik Kurulu kurulsun

Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) AR-GE Başkanı Engin Dinç, sosyal medya platformlarının denetimsiz olduğuna dikkat çekerek önemli bir çağrıda bulundu.

A+A-

Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) AR-GE Başkanı Engin Dinç, sosyal medya platformlarının denetimsiz olduğuna dikkat çekerek önemli bir çağrıda bulundu.

Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye İnternet Etik Kurulu’nun kurulması gerektiğini dile getiren Engin Dinç,  “Sosyal Medya Başkanlığı’nın kurulması söz konusu fakat bunların yeterli olacağını sanmıyorum Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye İnternet Etik Kurulu’nun kurulması lazım.” dedi.

Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) AR-GE Başkanı Engin Dinç, Vav TV’de Tahir İnan’ın sunduğu Asıl Mesele programına canlı yayın bağlantı konuğu oldu.

“SOSYAL MEDYA PLATFORMLARI DEDİĞİMİZ BU PLATFORMLAR MAALESEF DENETİMSİZ”

 USMED AR-GE Başkanı Engin Dinç, “Sosyal medya şirketlerinin işleri sadece sosyal medya değil, toplum mühendisliği var, ülkelerin iç işlerine karışmak var, ülkelerin seçimlerini bir şekilde yönetmeye çalışmak var… Big Data dediğimiz sistemlerde kişilerin, toplumların verilerini tutuyorlar… Sosyal medya şirketlerinin platformlarında her şeyi paylaşıyoruz. Bir video görüyoruz beğeniyoruz ya da beğenmiyoruz bu sayede bizim psikolojik analizimiz çıkartılıyor ortaya. Bunu tüm ülkeye uyguladığımız zaman da toplumsal kimlik ortaya çıkıyor. Daha sonrada elde edilen bu veriler ışığında küresel güçler ülkelere karşı dezenformasyon çalışmaları uyguluyorlar. Bazen görürüz, kadın cinayetleri sürekli servis edilir, hayvan cinayetleri sürekli servis edilir. Bunlar aslında çalışılmıştır… Bunlar belli dönemlerde özellikle servis edilir. Bu sefer insanlarda nefret duygusu ortaya çıkıyor. Yapılmaya çalışılmasının amacı; millet ile devlet arasına nifak sokmak vardır. Sosyal medya platformları dediğimiz bu platformlar maalesef denetimsiz. Son olarak Sosyal Medya Başkanlığı’nın kurulması söz konusu fakat bunların yeterli olacağını sanmıyorum Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye İnternet Etik Kurulu’nun kurulması lazım.” diye konuştu.

Türkiye’nin bilgisayar mühendisliği alanında yatırım yaparak yapay zeka konusunda çalışmalar yapması gerektiğinin altını çizen Dinç,”Yapay zekâ ile yalan haber paylaşanlar engellenecek. Basın mensupları haber yaparken yasaya tabiisiniz. Sosyal medya uzmanları olarak yaptığımız en önemli şudur; sosyal medya üzerinden yapılan her paylaşıma inanmamak, haberin kaynağını araştırmaktır… Sosyal medyada yayılan yalanı daha yayılma aşamasında tespit edecek sistemler geliştirilmesi lazım… Devlet eliyle bir haber doğrulama sisteminin kurulması lazım ki İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun duyurmuştu kendilerinin böyle bir çalışmaları var.” dedi.

SOSYAL MEDYADAKİ DEZENFORMASYONLARDA HEDEF Z KUŞAĞI MI?

Sosyal medyadaki dezenformasyonlardan konusunda da uyarılarda bulunan Dinç, “Sosyal medyada manipülasyon işlerini yapanların amaçları siyasi; ya siyasi otoriteye zarar vermek ya da kendi ideolojilerini benimsetmek... Z kuşağı bir şeylerin kendilerine dikta edilmesini sevmiyorlar. Z kuşağı analitik düşünme yapısına sahip, eleştirel bakıyor ve her şeye direkt körü körüne saplanmıyor. Bir de bizim yaptığımız büyük bir yanlış var ki; ‘eskiden şöyleydi bugün böyle’... Biz dijital göçmenleriz ama onlar dijital yerliler. Bu teknolojinin direkt içine doğdular. Biz telefonu, tableti, bilgisayarı kullanırken dibini sıyırıyoruz. Oysa onlar sokağa çıkmak, oyun oynamak, sosyalleşmek istiyorlar… Genç arkadaşlarımız kesinlikle çok yardımseverler, insani yardım konusunda çok büyük hassasiyetleri var… Sosyal medyada özellikle gençler üzerinde din ve diyanet üzerine algı çok fazla. Bu konudan bahsedildiği zaman hemen kendilerini kapatıyorlar. Din ve diyanet adı geçen bir STK’nın dünyanın en iyi STK’sı olduğu ve yapılan yardımlar da onlara gösterildiği zaman ilgi duymaya başlıyorlar. Biz büyükler olarak onları baştan yanlış yönlendirdik, bizim kullandığımız sosyal ağlardan kaçtılar. Siyaset ve yalan ile ilgilerini kaybettik.”dedi.

BİR TAKIM AKIMLAR YAPILIYOR BU AKIMLARLA DA TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ YAPILIYOR BİZ BUNU ENGELLEYİCİ NELER YAPABİLİRİZ?

Sosyal medyadaki akımlar konusunda toplum mühendisliğine karşıda değerlendirmelerde bulunan Dinç,“Eskilerimiz şöyle der, eğer biz söz boşsa konuşma. Sosyal medyada bir paylaşım yapacakken kendimize şu soruyu sormamız lazım; bu faydalı mı, faydasız mı? Faydasızsa paylaşma… Yaşlandırma programları vardı sonrasında da 20 yıl önce, 20 yıl sonra diye akımlar başladı aslında bu akımlarla kendi yapay zekâlarını test ettiler. Bu testler sonucunda da ortaya Deepfake çıkmaya başladı. İnternette ünlülerin Deepfake ile yapılmış görüntüsü var ve inanamazsınız, diyemezsiniz ki bu bilgisayar yapımı… Bunun ben çok büyük bir tehlike olduğunu düşünüyorum. Yaptığımız bir çalışmada şöyle bir uyarıda bulunmuştum; 2023 seçimlerinde Sayın Cumhurbaşkanımız samimi bir ortamda, bakanlarıyla konuşurken şöyle bir cümle kullanıyor ‘Biz 2023’ü de başarırsak hoca efendiyi getireceğiz, halifeliği ilan edeceğiz.’ Diye bir kelime kullanıyor. Deepfake ile üretilmiş bir videonun piyasaya sürüldüğünü var sayalım. Depfake’in gerçekliğini tespit eden çalışmalar var ama hala yeterli değil. Sosyal medya kullanıcı, bireysel kullanıcının yapması gereken her gördüğüne inanmamak, teyit etmek, haber ajanslarının ve haber kuruluşlarının haberlerine güvenmek. Sosyal medyada yapılan paylaşımım en basit doğrulama metodu; görsele sağ tıkla, Google’de ara. Orada görselin ilk nerede paylaşıldığı ortaya çıkacaktır. Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı operasyonlarını düzenlediğimiz zaman PKK terör örgütünün sosyal medya ekipleri Anadolu Ajansı’nın 2016 yılında Esed rejimi tarafından vurulan bir köyde çektiği görüntüyü alıp ‘Türk askeri bebe vuruyor’ diyerek paylaştı.”diye sözlerini tamamladı.