Sayın Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı konuşma da benim aklımda en çok yer edinen sözü İstanbul’u tekrar alma noktasında ortaya koyduğu sözler olmuştu.

Sonuçların açıklanmaya başladığı saatlerde Kısıklı da on binlerce insana seslenen Sayın Erdoğan “zaferin keyfini sürmek” yerine yaklaşık on ay sonra olacak yerel seçim çalışmalarına başlamış bile.

İşte Ak partinin bunca yıldır kazanmasının temel noktalarından biriside bu olsa gerek.

Seçimin bittiği gün yeni seçime hazırlanmak…

Hem Meclis çoğunluğu kazanılmış hem de Cumhurbaşkanlığı…

Partinin oyu neden düştü diye tartışıyorlar…

Cumhurbaşkanlığı neden ikinci tura kaldı diye özeleştiride bulunuyorlar.

Düşen oyları nasıl artırırız diye sonuçlarının açıklandığı gün bu işe başlıyorlar.

Buna karşın ana muhalefet partisi mağlubiyetten Titanik’in müzisyenleri gibi gemi batarken eğlenmeye devam ediyorlar.

Ben CHP için değil CHP’ye gönül vermiş insanlar için üzülüyorum.

Daha iyi bir genel başkanı hak ediyorlar.

Daha Atatürkçü…

Daha Milliyetçi…

Daha Ulusal…

Her türlü terör örgütüne ve onların destekçilerine mesafe koyan…

Ülke meselelerine milletin perspektiften bakabilen…

Kısacası Atatürk ilke ve inkılaplarını uygulasalar bunca yıldır muhalefette kalmazlardı diye düşünmeden edemiyorum.

Ne yalan söyleyeyim bu seçim iki adaydan birinin son seçimi olduğunu düşünüyordum.

Kaybeden bırakır…

Kazanan son kez devam eder diye.

Sayın Erdoğan kanunlar gereği son kez Cumhurbaşkanı oldu.

Sayın Kılıçdaroğlu kaybedince “benden bu kadar “ demesini beklerdim.

Ama o sanki toy bir delikanlı gibi “daha yeni başladık” demeye getirdi.

Hayretler içeresinde kaldım.

Artık kendilerini yenileme vakti gelmedi mi?

Demek ki gelmemiş…

Ne diyelim kendileri bilirler.

Bir tarafta kazananlar  oylarını  nerde hata yaptık, nasıl oylarımızı artırırız diye çalışmalara başlarken diğer yandan kaybedenler sorunu kendisinden daha çok başka etkenlere bağlıyor.