Akbabalar
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan Sinan Ateş cinayeti üzerine benim de söyleyeceklerim var.
Öncelikle merhuma Allah rahmet ailesine sabırlar diliyorum.
Ortada bir cinayet var.
Ölen bir insan…
Bu ölen insan eski Ülkü Ocakları başkanı olunca olay farklı bir boyut alıyor.
Benim olayın gerekçelerini ya da altında yatan sebepleri yazacak değilim.
Ben bu olaya ilgi duyanları bazı akbabaları yazacağım.
Bu olay vuku bulduğundan beri Rahmetli Sinan’ı tanımayan insanlar bile değişik yorumlar yapmaya başladı.
Allah aşkına bu olayı farklı yönlere çekmeye çalışan insanlara bir bakın.
Kökten karşı oldukları ülkücülüğe, milliyetçiliğe yandaş olmaya çalışıyorlar.
Konuyu konuşan televizyon kanalları, televizyon programları, sosyal medya kanalları, gazetecilerin neredeyse tamamı kökten farklı düşünen insanlar.
Hatta zamanında bu ülkücülere silah çekmiş insanlar.
Suikast düzenlemiş insanlar ve onlar gibi inanan insanlar…
Olayı ısrarla siyasi bir hesaplaşma olarak lanse etmeye çalışan yorumcuların yegane amacı siyasi sonuç elde etmek.
Bu siyasi sonuç MHP’ye oy verenlerin oylarını çalmak üzerine kurulu.
Olayı bütünüyle siyasete çekmenin yegane amacı yaklaşan seçimlerden dolayı ülkücü, muhafazakar ve milliyetçilerin oylarını altılı masada bulananlara pas etme çabası.
Bu olabilir mi?
Olmasa bile ne kadar yıpratsak kardır düşüncesi.
İktidarı yıkmanın yolu onu yıpratmaktan geçiyor. Sadece İktidarı yıkmakta yetmiyor, ittifak ortağının da yıpratılması gerekiyor.
İşte bir fırsat…
Saldır saldırabileceğin kadar.
Vakur bir duruşu bile suskunluk, sinmişlik olarak görenlerin provokatörlerin açıklamalarına karşı ülkücülerin düşmediklerini gördükçe daha da sinirlenenlerin hevesleri kursağında kalmış gibi gözüküyor.
Bunca caba bir ölünün başına toplanmış akbabaların etten bir parça koparmak gibi görünüyorum.
Siyasettin seçim öncesi her yol mubahtır saldırganlığı bir kez daha karşımıza çıktı.
Olayın nedenleri zamanı gelince ortaya çıkacaktır.
Suçlular cezasını çekecektir.
Varsa azmettiriciler eninde sonunda cezalarını bulacaktır.
Lakin bu olayı diline dolayanları ve onların gerçek amaçlarını görmeye deneyin.
Amaçlarının rahmetlinin davasını gütmek değil kendi davalarının nihayeti ermesi adına ülkücü camiayı yıpratmak, bölmek olduğunu göreceksiniz.
Mevlana’nın dediği gibi bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adamı mı diye!