Muhalefetin imzaladığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakatı ile ilgili size bilgi vereyim.  6'lı ittifak ortak bir cumhurbaşkanı adayı belirleyecek, kazanırlarsa anayasayı değiştirip parlamenter sisteme geri dönecekler. Sonra bir seçim daha yapıp başbakan seçilecek.

Cumhurbaşkanından veto yetkisini alıp, mecliste kukla bir cumhurbaşkanı seçecekler. Veya millet seçecek. Nasıl seçileceği belirtilmemiş. Millet seçerse de kukla bir cumhurbaşkanı seçilmiş olacak. Çünkü her şeyi onaylamak zorunda. Veto yetkisi yok. Halkın arasında da olmayacak. Köşkünde oturacak.  Sonra ne mi olacak?

6'lı ittifak, "hangi bakanlık kimin olacak" kavgasına tutuşacak. Hepsi kılıçları çekip, "Biz olmasaydık kazanamazdınız" diyecekler.  AK Partili birçok siyasetçiyi ve sosyal medyada AK Parti'yi savunan kişileri yargılatmaya çalışacaklar.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun vaadine bakılırsa, KHK ile görevden alınmış, yurt dışına kaçmış Fetullahçı Terör Örgütü mensupları görevlerine iade edilecek. (6 parti uzlaşabilirse)  Hakan Şükür, Emre Uslu gibi tipler zafer kazanmış edasıyla Türkiye'ye dönecekler.

Bugün hayati önem taşıyan birçok proje rafa kaldırılacak. Doğalgaz aranmayacak mesela. S-400'ler iade edilecek. Tabii Rusya parasını geri ödemeyecek.  Suriye'den çıkılacak. Böylece PKK'lılar sınırlarımızda cirit atabilecek. Bir süre sonra, yerli üretimleri durdurması için Selçuk Bayraktar'a baskı yapılacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP kazanınca Dene-Yap Atölyelerinin Bayraktar'ın elinden nasıl alındığını hatırlayın. Yerli otomobil TOGG; "Dünya pazarında yarışamayız, çok geç kalındı" denilerek yıpratılmaya, engellenmeye çalışılacak.  Onlara oy veren seçmen, bir süre sonra "Biz size ekonomiyi düzeltin diye oy verdik, hadi düzeltin" diye baskı yapacak.

"AK Parti çok fazla zarar vermiş, bunu düzeltmek kolay değil" bahanesiyle hiçbir şey yapmayacaklar. Ve bu bahaneyi her konuda kullanacaklar.

Yandaşlarına ballı kaymaklı ihaleler ikram edecekler, yandaş sanatçılarına kadayıflı fıstıklı konserler verdirecekler. Bugün "Sanatçı muhalif olmalı" diye gezinenlerin muhalif olmadıklarını göreceksiniz. Onlara oy veren seçmen ise içten içe AK Parti iktidarını mumla arayacak, ama son pişmanlık fayda etmeyecek.

Bir ucu keşkeye, bir ucu belkiye çakılı bir köprünün üstünde durur ömrümüz. İçten gelenle, elden giden arasındaki kapanmayan mesafeleri hesap etmeliyiz. Eğer bunları yaşamak istemeyen varsa, 7 düvel + 6'lı ittifaka kesinlikle oy vermemeli.  6 partiyi buluşturan ortak konu, Recep Tayyip Erdoğan'dan nefret ediyor olmaları.

Başka herhangi bir konuda aynı düşünmedikleri için her gün ekranlarda iktidar ortaklarının birbirleriyle rant kavgasını izlemiş oluruz. Günün sonunda ne Türkiye ne de çocuklarımızın geleceği müreffeh olur.

Bir başka ayette “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.” Şûrâ Suresi, 30. 

Derken insanın değerlendirmesinin onun kendi yaptıkları sebebiyle olduğunu beyan ederek, verilen iradeyi olumlu-olumsuz hangi yönde kullandığının sonuçlarıyla karşılaşacağı söyleniyor. Yani İnsan, bizzat kendi eliyle veya diliyle yaptıklarıyla değerlendirilip, Allah’ın hükümlerine aykırı davrananların aşağılık maymun statüsüne indirileceği veya aşağıların aşağısı yaratık olarak değerlendirileceği açıkça belirtiliyor.

Bu süreçte yaptığımız ve yapacağımız ne varsa hepsinden mesulüz. Yerli ve Milli olmak zordur, olana sahip çıkmak daha zordur. Birleşmiş milletler, Avrupa Birliği, dost ülke, kardeş ülke falan boş laflar bunlar..

Fabrikanda yaptığın silah kadarsın. Ne kadar yerliysen, o kadar özgürsün. Aşağıların aşağısı olmamak, Yerli ve Milli olanın arkasında dağ gibi durmak duası ile…